hepimizin kafasında kurduğu farklı gerçeklikler vardır. bunlar bazen bir şekille iz bırakırken, bazen okuduğumuz kitap ya da izlediğimiz film olabilir. neler yaptığımıza dair net bir durum yoktur aslında. bunların nasıl şekillendiğine dair de. elimizde sadece küçük düşler vardır. sadece onların üzerinden kurgularız bazı şeyleri. umutlarımızı, hayallerimizi ya da olması gereken şeyleri. bir şekilde biz belirleriz. iz bırakan şeyler ise sonsuza kadar bizimle birlikte kalacaktır belki de. izlediğimiz dizilerin de bunda fazlasıyla etkisi vardır. izlediklerimiz düşsel gerçekliğimizi bambaşka bir yere çekmektedirler.
hayal kurmaktan başka şansımız yoktur. hayallerimiz bizi biz yapan şeylerdir. bizim büyük bir parçamızdır. gerçek hayatı düşünelim, içinde yaşadığımız zamanı düşünelim. bu zaman diliminde kaçtığımız küçük boşluklar yok mudur? elbette vardır. onları biz şekillendiririz. küçük şeylerdir belki ama elimizde onlardan başka kaçacak araç yoktur. bizi biz yapan şey aslında elimizdeki araçlardır. farklı şekilde olabilirler, farklı formlarda olabilirler, hayallerimiz de bu araçlara dahildir. elimizde olan şeyin gerçekliğini ya da gücünü bu şekilde anlayabiliriz. bir çok şey kavrayışımızın üzerindedir. bizim anlamadığımız ve bazı şeylerin şekillendiği alternatif bir dünya ya da alternatif senaryoların olduğu bu dünya olabilir. konuyu nereden ele aldığımızla alakalı aslında. bazı şeyler zamanla daha anlaşılabilir hale gelecektir. bazıları ise tanımlaması daha zor bir yere gelecektir. insanların hayatlarında olan şey sanırım bu. ölünceye kadar da bu şekilde devam ediyor. yorucu evet fazlasıyla hem de ama olması gerekene bakış açımızda bir çok şeyi değiştirebilir.
bazı tanımlar vardır ki herşeyi sil baştan yeniden yazar. küçük hayaller de gerçekten öyle bir şeydir. olması gerekendir. olmayanlar için yeniden düşünmesi gerekendir belki de. elimizde olan araçları dünyayı şekillendirmek için kullanabiliriz ama bunun için ciddi efor sarfetmemiz lazım. efor derken öyle aman aman bir çabadan bahsetmiyorum. sadece anlamaktan bahsediyorum. anlamak cidden bir çok şeyi daha yaşanılabilir kılabilir. anlamadığımız şeyler yüzünden acı çekmiyor muyuz? ya da anlamadığımız şeyler hayatımızı berbat bir hale getirmiyor mu? bunu aşmanın belki de en güzel yolu küçük hayallerdir. düşünsel algımızı farklı bir yere taşıyabilir. belki de bizi bağlarımızdan özgür bırakır. nasıl ele aldığımızla alakalı aslında. nasıl düşlediğimizle alakalı. bize somut veriler verecektir bu şekilde.
26 Haziran 2011 Pazar
25 Haziran 2011 Cumartesi
stargate
insanı bambaşka dünyalara götüren kapıların açıldığı yer.insanın kafasında bir sürü şey gerçekleşir. bunlar bazen planlanmış olabilir, bazen ise planlar olmadan hareket eder. stargate size bu dünyanın kapılarını aralamaktadır. her yeni gerçeklikle beraber, bambaşka bir boyuta sürüklemektedir. yaşamaın artık bir parçasıdır. gerçekle yüzleşmek için açılan bir kapıdır. asgard ile arkadaş olmaktır. furlingsleri merak etmektir. nox u anlamaya çalışmaktır. en çok da sanırım kadimlerin sırlarını keşfetmekten keyif almaktır.
kadimler sanırım bizim kafamızı en çok karıştıran ırktır. farklı bir varoluş düzlemine çıktıktan sonra insaların bazen yanında olmaları bazen ise hiçbir şeye karışmamaları bu durumu daha da enteresan hale getirmektedir. stargate artık bir yaşam tarzı olmuştur. stargate evreninde nelerin olduğunu anlamak için cidden uzun bir zaman geçmektedir. stargate ile en umutsuz zamanlarda tanıştım. bana yaşama umudu verdi ve huzurlu olmamı sağladı. kafamda yeni yeni düşüncelerin şekillenmesini sağladı. yeni yeni bakış açıları kazanmamaı sağladı. buradan bakınca sanırım her şey daha makul görünüyor. bu blog da isim olarak, stargate dünyasına atıf olarak açıldı. elbette tek konu stargate olmayacak, hayallerimizden bahsedecek .stargate de bu hayallerin en derin yerlerinden birinde durmakta. elimizdekini şekillendirmek için belki de daha fazla zamana ihtiyaç var.
en sevdiğim ırk sanırım asgard. adamların her yeni olaydaki bakış açıları cidden beni keyiflendiriyor. bunun yanında içimin huzurla dolmasını sağlıyor. o kadar net ve kararlı olmak sanırım başka ırklarda olmayan bir özellik. teknolojilerinin çok gelişmiş olması ve ittifaktaki 4 ırktan biri olmaları sanırım durumu daha da cazip hale getiriyor. bizimkilerin başları sıkıştığında arayabilecekleri bir dostlarının olması insanı mutlu ediyor açıkcası. tabi asgard ın da başı dertte. ölmekte olan bir ırk ve teknolojilerinin tamamını insanların iyiliği adına paylaşmıyorlar. ellerinden gelen yardımı yapsalar da her zaman kendi teknolojilerini açıklamak konusunda çok da istekli sayılmazlar sanırım. elimizde bunun gibi bir sürü olay var ve insanlığa bakışımızı yeniden şekillendiriyor.
eksikleri çok olan bir ırkız. bunun yanında belli durumlardaki kararlılığımız ve bazen bölünmüşlüğümüz hayatı algılayış şekillerimizin tamamını değiştiriyor. daniel jackson sanırım dizideki en beğendiğim karakterlerden bir tanesi. adamın öğrenme aşkı ve insanlığa olan inancı, insanı ciddi anlamda çok çok keyifli hale getiriyor. asgard ın bazı uzay gemilerine bizimkilerin isimlerini vermesi ise sanırım en güzel detaylardan bir tanesi. daniel jackson öyle bir adam ki, stargate in çalışma şeklini ilk o keşfediyor. onun bakış açıları sayesinde olaylar daha düzenli bir hal alıyor. bir bölümde unaslar ile iletişim kurması bile sanırım en güzel detaylardan bir tanesi. unaslar elbette daha ilkel bir ırk ama onlara bile olumlu bir yerden bakınca, işlerin ne kadar değişebileceğini görüyoruz.
ilk sezonlarda düşman sadece goa'uld lar iken, daha sonraki bölümlerde işlerin daha kompleks hale gelmesi ise sanırım insanın keyfini bambaşka bir boyuta taşıyor. oriler; farklı bir galakside insanların olduğunu bize yeniden hatırlatıyor. inanç sistemleri çok çok daha farklı. rahiplerin özel güçleri ise bambaşka bir anlatım sunmuş. asaları ile dolaşan tipler görmek insanın algısında küçük atlamalar yaratıyor.
temel olan bir gerçek var ki insanlık cidden büyük bir potansiyel taşıyor. yapması gerekenler ya da yaptıkları, geleceğe bakışları bile mevcut algımızın çok çok ötesinde. belki bir kaç kişi bunu becerebiliyor ama bu da aslında geriye kalan ırkın bunu başarabileceğinin bir kanıtı. sıradan insan yok gibi sanki. herkesin farklı özellikleri var. stargate deki sg-1 kavramı ise sanırım buna en güzel örneklerden. 4 farklı kişinin bir arada olması bile, farklı varyasyonların ortaya çıkmasına güzel bir zemin hazırlıyor. stargate neredeyse 15 yıldır devam ediyor. her sezonda, her yeni dizide bize bambaşka dünyaları ve farklı alternatifleri gösteriyorlar. stargate universe serinin belki de daha az başarılı kısmında yer alsa da, yine izlemeye değer bir yapım gibi duruyor. çünkü stargate in bir parçası ve farklı bakış açılarını içinde barındırıyor. ilk kez bir yıl stargate siz geçecek gibi duruyor. umarım bu sorun kısa zamanda aşılır ve biz de eski tadı almaya devam ederiz.
kadimler sanırım bizim kafamızı en çok karıştıran ırktır. farklı bir varoluş düzlemine çıktıktan sonra insaların bazen yanında olmaları bazen ise hiçbir şeye karışmamaları bu durumu daha da enteresan hale getirmektedir. stargate artık bir yaşam tarzı olmuştur. stargate evreninde nelerin olduğunu anlamak için cidden uzun bir zaman geçmektedir. stargate ile en umutsuz zamanlarda tanıştım. bana yaşama umudu verdi ve huzurlu olmamı sağladı. kafamda yeni yeni düşüncelerin şekillenmesini sağladı. yeni yeni bakış açıları kazanmamaı sağladı. buradan bakınca sanırım her şey daha makul görünüyor. bu blog da isim olarak, stargate dünyasına atıf olarak açıldı. elbette tek konu stargate olmayacak, hayallerimizden bahsedecek .stargate de bu hayallerin en derin yerlerinden birinde durmakta. elimizdekini şekillendirmek için belki de daha fazla zamana ihtiyaç var.
en sevdiğim ırk sanırım asgard. adamların her yeni olaydaki bakış açıları cidden beni keyiflendiriyor. bunun yanında içimin huzurla dolmasını sağlıyor. o kadar net ve kararlı olmak sanırım başka ırklarda olmayan bir özellik. teknolojilerinin çok gelişmiş olması ve ittifaktaki 4 ırktan biri olmaları sanırım durumu daha da cazip hale getiriyor. bizimkilerin başları sıkıştığında arayabilecekleri bir dostlarının olması insanı mutlu ediyor açıkcası. tabi asgard ın da başı dertte. ölmekte olan bir ırk ve teknolojilerinin tamamını insanların iyiliği adına paylaşmıyorlar. ellerinden gelen yardımı yapsalar da her zaman kendi teknolojilerini açıklamak konusunda çok da istekli sayılmazlar sanırım. elimizde bunun gibi bir sürü olay var ve insanlığa bakışımızı yeniden şekillendiriyor.
eksikleri çok olan bir ırkız. bunun yanında belli durumlardaki kararlılığımız ve bazen bölünmüşlüğümüz hayatı algılayış şekillerimizin tamamını değiştiriyor. daniel jackson sanırım dizideki en beğendiğim karakterlerden bir tanesi. adamın öğrenme aşkı ve insanlığa olan inancı, insanı ciddi anlamda çok çok keyifli hale getiriyor. asgard ın bazı uzay gemilerine bizimkilerin isimlerini vermesi ise sanırım en güzel detaylardan bir tanesi. daniel jackson öyle bir adam ki, stargate in çalışma şeklini ilk o keşfediyor. onun bakış açıları sayesinde olaylar daha düzenli bir hal alıyor. bir bölümde unaslar ile iletişim kurması bile sanırım en güzel detaylardan bir tanesi. unaslar elbette daha ilkel bir ırk ama onlara bile olumlu bir yerden bakınca, işlerin ne kadar değişebileceğini görüyoruz.
ilk sezonlarda düşman sadece goa'uld lar iken, daha sonraki bölümlerde işlerin daha kompleks hale gelmesi ise sanırım insanın keyfini bambaşka bir boyuta taşıyor. oriler; farklı bir galakside insanların olduğunu bize yeniden hatırlatıyor. inanç sistemleri çok çok daha farklı. rahiplerin özel güçleri ise bambaşka bir anlatım sunmuş. asaları ile dolaşan tipler görmek insanın algısında küçük atlamalar yaratıyor.
temel olan bir gerçek var ki insanlık cidden büyük bir potansiyel taşıyor. yapması gerekenler ya da yaptıkları, geleceğe bakışları bile mevcut algımızın çok çok ötesinde. belki bir kaç kişi bunu becerebiliyor ama bu da aslında geriye kalan ırkın bunu başarabileceğinin bir kanıtı. sıradan insan yok gibi sanki. herkesin farklı özellikleri var. stargate deki sg-1 kavramı ise sanırım buna en güzel örneklerden. 4 farklı kişinin bir arada olması bile, farklı varyasyonların ortaya çıkmasına güzel bir zemin hazırlıyor. stargate neredeyse 15 yıldır devam ediyor. her sezonda, her yeni dizide bize bambaşka dünyaları ve farklı alternatifleri gösteriyorlar. stargate universe serinin belki de daha az başarılı kısmında yer alsa da, yine izlemeye değer bir yapım gibi duruyor. çünkü stargate in bir parçası ve farklı bakış açılarını içinde barındırıyor. ilk kez bir yıl stargate siz geçecek gibi duruyor. umarım bu sorun kısa zamanda aşılır ve biz de eski tadı almaya devam ederiz.
Kaydol:
Yorumlar (Atom)