karanlıkta kalan yanlarımız vardır. hayatın içinde ama bir sürü zaman içinde dışında geçirdiğimiz anlar vardır. bir bütünlük oluşmadıktan sonra, hayatın içindekileri de kavramak bu ölçeklerde zor olacaktır. bakış açımız ne kadar değişirse, bizim algıladığımız dünya da o ölçeklerde değişecektir. düşüncelerimizin bir sırası olmadığı gibi güzellik ve kötülük algımızın da sınırları yoktur. hayatı neden kötü anlar üzerinden kurgularız? neden ihtiyaçlarımızı tam olarak idrak etmeden olayları anlamlandırmaya çalışırız? bir çok soru gibi bunlar da muallakta kalan dengeler içinde kendilerini göstermektedir.
kararsızlık bizim sanırım en büyük düşmanlarımızdan bir tanesidir. kafamızın içinde dönen onca projeden sonra neyi yapacağımıza dair elimizdeki imkanlar sınırlıdır. yapmamız gereken şeyler belli olsa bile, kafamızı karıştıran bir sürü şey vardır. dengeleri kavramakta bazen zorlanırız. bir bütünlük arıyorsak en baştaki algılarımız ölçüsünde, durumları idrak edebilmemiz de bazen bu ölçekte bizi zorlamaktadır.
kafamızın karışıklığını giderdikten sonra, odaklanacağımız şeyler için efor sarfetme kısmı kalmaktadır. düşüncelerimizi netleştirdikten sonra anlamlı olan şeylerin önceliği de değişmektedir. biraz daha zaman ve küçük bir eforla hayatın içinde adım attığımız yerleri daha net görebiliriz. bazı şeyler tesadüfi gibi gözükse de, aslında aldığımız kararlar ile doğru orantılı olarak ilerler. bir bütünlük her zaman aradığımız şeylerden bir tanesidir. arkasından şu soru geliyor aslında; kendimizi ne kadar hazırladık? ve bunun için ne kadar zaman harcadık?
bu sorular kafamızı belki ilk etapta karıştıracaklardır ama sonrasında netliği sağladıktan sonra önümüzdekileri görememiz de bu ölçeklerde azalmaktadır. adım attıktan sonra devam edeceğimiz yollar gözlerimizin önünde açılmaktadır. nefes almak gibi. ondan sonrası belki de en kolay aşamadır. geriye tek bir şey kalmaktadır, sadece çalışmak.
düşüncelerdeki netliği sağladıktan sonra döngülere girmeden, yapmamız gereken şey "an" ı adam gibi değerlendirmektir. geçmiş ve gelecek arasında gidip gelmelerden sıkılanlar için bu söylediklerim aslında çok çok daha anlamlı gelebilir. yapacağımız şeyler "an" içinde şekillenir. düşünceler "an" içinde olgunlaşmaya başlar ve bizi biz yapan şeyler arasına girer. elimizdekiler ve kullanabileceğimiz imkanlar, gözümüzün önünde net bir şekilde belirmeye başlar. yapmamız gereke tek şey, en başından beri yapmadığımız şeydir aslında, sadece " çalışmak". bunu gerçekleştirdikten sonra elimizdekiler daha fazla anlamlı hale gelecektir. daha sağlıklı düşünceler ile kabuğumuzdan dışarı sıyrılabiliriz.
tek yapmamız gereke şey daha fazla çalışmak ve daha fazla odaklanmak aslında. kendimize zaman ayırmayacak mıyız? elbette ayıracağız. dengeleri zaman içinde daha net görmeye başlayıp, sarfettiğimiz eforun anlamlı olduğunu kavrayabiliriz. düşündüklerimizin belirli kalıplar halinde gerçekleşiyor olduğunu görmekte, bize daha fazla haz verecektir. imkanları kullanmak bir anlamda böyle bir şey. kendimizi daha rahat ve ferahlamış olarak görebiliriz. olması gereken şey de belki de budur. sadece biraz daha netlik ve daha fazla çalışma. sözler kendimize söylediklerimizdir. sözlerin bir anlamı var ise karşımızdaki insanın bunları duymasıdır. eğer aynı döngülerde sıkışıp kaldıysak, anlamlı olanın ne olduğunu daha net görebilmeliyiz. konuşmak, paylaşmak, düşünmek... bunların heposi en başından beri ihtiyacımız olan şeyler. bunlardan arta kalan şey ise odaklanmak. odaklandığımız zaman sesimizin daha gür çıktığını daha iyi anlarız. içimizdeki huzuru arıyorsak, bunun içinde nelere ihtiyaç duyduğuımuzu da kavrıyorsak, o zaman geriye tek bir şey kalıyor "daha fazla düşünce".
sistematik olduktan sonra karşımıza çıkan zorlukları daha net aşabiliriz. eğer problemlerden hoşlanıyorsak, bu hayatın içinde doğru yerdeyiz. geriye kalan tek şey odaklanmak. bunu becerdikten sonra geriye kalan şeyler "bizi tanımlamaktadır". eğer bizi tam olarak tanımlayan düşüncelere ulaşmışsak, kolaya kaçmak yerine daha fazla odaklanıp, işlevsel olan şeyleri daha net görebiliriz. sistemler belki de hayatımızı daha verimli yaşamak ve tasarlamak anlamında elimizde olan en güçlü araçlardan bir tanesidir. eğer gerçekten mücadele etmek istiyorsak yapmamız gerekenleri zaten biliyoruzdur. huzur bulmak için daha fazla çalışma ve daha fazla umut...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder