Hakikat nedir? Karşılığı gerçeklik. Gerçekliği tanımlamak için bir sürü parametre olduğu gibi, en yalın ve saf hallerini anlatan kelimeler ile de karşılaşabiliriz. Peki hayatımızda hakikat arayışı var mı? Herkes bu hayatla ilgili bazı soruların ya da bütün soruların bir cevaba ulaşmasını ister. Bazıları için aldıkları cevaplar yeterlidir. Bazıları ise bu cevaplardan tatmin olmazlar. Katmanlı yapılar içinde hakikat arayışı bir adım arkasına geçme ya da tamamen arka planda olanı görmektir. Kutsal metinlerde dünyanın bir ilüzyon olduğundan bahsedilir. Bunun gerçekliğe dönüşmüş ve simülasyon kuramı içindeki hali Matrix'dir. Jean Baudrillard'ın ruhu şad olsun, bize bu konuda açık bir pencere bırakmıştır.
Yaşadığımız dünyada insanlar belirli grupların altında toplanırlar. Etnik gruplar, siyasi gruplar, dinsel gruplar, taraftarlar vb. gibi bir sürü grubu tanımlayabiliriz. Bu gruplaşmalar sonucunda insanlığa ait olan bilgi kutuplaşır. Fanatizm sayesinde bu bilgi belirli kalıplara bölünür ve bizden uzaklaşır. İnsanın ürettiği herşey insanlığa aittir. Tüm bilgi bu arayış içinde kullanılabilir. Hakikat arayışı bu bilgilerin grupların ya da tekelin elinden çıkarılması ile başlar. Burada taraf olmadıkça kazanacağımız açıktır. Eriştiğimiz bilgi ve içeriği çok daha fazladır.
Herkesin ilgisine göre bilginin farkı onları kendine çeker. Sanat bunun için en belirgin olanlardan bir tanesidir. Sanatın olduğu yerde, hakikat arayışı daha da ön plana çıkar. Belirli formlardan ve kalıplardan oluşan bu mekanizmaların, belirli koşullar içinde evrimi, düşüncenin doğduğu ana kalıbı temsil eder. Bunun gibi etkileşimler sayesinde düşünce açılır ve düşünce özgürleşir.
Özgürlük ve hakikat arasında sıkı bağlar vardır. Özgürlüğü yaşamış ve düşünsel anlamda kalıplardan sıyrılmış hali ile arayış, kendi yöntemini bulmuştur. Her sistemde gerçeklik üzerine kafa yorulmuş ve gerçekliğin arkasında olan şeyin, hayatın içindeki değeri , basamakları, yolları ve özellikle yöntemleri üzerine, çok farklı disiplinler gelişmiştir.
Dinsel figürler içinde bu yollara daha sık rastlıyoruz. Yöntem ve yöneliş bu kategorinin en başında yer almakta ve sistematik bir yolla ilerlemektedir. Bizim zamanımızdan önce yaşamış insanlar, bu mevzuya kafa yormuşlar ve belirli basamaklar belirlemişlerdir. İslam içinde Tasavuuf ve benzeri sistemler hakikat arayışını farklı bir boyuta taşımıştır. Bu zihniyetten uzak hakikat arayışcıları ise tefekkür yoluna gitmişler ve geliştirelen metodu bir şekilde reddedmiş ve özgür bir sistemin içinde varolmuşlardır.
Budizm, şintoizm, animizm, totemcilik ve türklerin eski dini olan şamanizmde de bu arayışın izlerini görüyoruz. Zen kavramı aydınlanmaya sembol olmuştur. Budizm içinde ise Buda bu yöntemi tamamen sistematik hale getirmiştir. Birçokları karamsardır bu konuda ve madden sıyrılmayaı tercih etmişlerdir. Azınlıkta olan bir grup ise maddesel denge ve anlam üzerine kafa yormuşlardır.
Bu sistematiği Hegelin düşüncesinden ayrılanlar materyalist diyalektik ile açıklamışlardır. Felsefede de bu yollar tanımlanmıştır. Her formunda biraz daha yücelmiş ve daha nesnel bir durum arzetmiştir. Bunu analitik felsefe görebiliyoruz. Varlık felsefesi ile ilgilenenler ise durumları daha da sistematik hale getirmişlerdir.
Türklerin eski dini olan şamanizmde, şamanın kayın ağacına tırmanma figürü vardır. Bu ritüel sonsuzluğa ulaşma ve bu sonsuzluk içinde katedilen yolları anlatmaktadır. Hakikat arayışının kendi tarihimizdeki ilk formlarından bir tanesidir.
Hakikat yolcusu olan bir varlık, hayatta beslenebileceği her alandan beslenir ve aydınlanmaya ulaşana kadar yoluna devam eder. Bu aydınlanma arayışının avrupadaki en belirgin unsurları rönesans ve reform hareketlerinde ortaya çıkmaktadır. Yolculuğa geri dönersek; bir film, bir müzik, bir kitap, bir olay, bir durum, zaman, akış, kavrayış, sistematik düşünce gibi olgular, hakikat arayışında yapbozun parçalarının birleşmesi gibi bir resim ortaya çıkarmaktadır.
Yavaş ama tatminkar bir şekilde oluşan bu resim, oluşum aşamasında çok fazla kafa karıştırır ve bu kafa karışıklığı bir çoklarını, yapbozu tamamlamadan bırakmaya teşvik ederler. Oysa yol meşakkatli ama ödülü büyüktür. Dünyada olan şeyler anlamını yitirir, dünyada olan şeyler anlamlı hale gelir. Duvar yok olur, duvar daha sağlam kalır. Işığın yapısında iki gerçekliğin de doğru olması gibi tefekkür içinde hakikata dair şeyler doğrudur. Kişilerin yapısına göre bu arayış ve ulaşılan bilgi boyutu birbirinden farklıdır, çünkü donanımlar ve gereksinimler farklıdır. Bu farklılaşmaya kısaca bereket diyebiliriz. Dünya nüfusu 8 milyara dayanmışken, farklılıkların ve arayışların anlamı, eski zamankinden daha büyüktür.
Bu yol keyifli, bu yol acılı, bu yol handikaplarla ve yalanlarla dolu, bu yol doğruluğun ta kendisi. Bu yolda en büyük yardımcı ve filtre vicdandır. Vicdanla birlikte alınan bilginin işlevselliği, zaman ve mekan üstündedir. Bu kadar geniş bir alana yayılan deneyim ve bilgi kütlesi, insanı çıktığı yolculukta huzura erdirecektir. Nadir bulunan bir çiçeği aramak için bir ömür harcasan, o ömür boşa gitmemiş demektir. Bu nadir çiçek hakikatın ta kendisidir. Hakikat binlerce farklı şekle, renge, kokuya, kalıba sahiptir. Tek bir gerçeklik vardır o da dokusudur. Dokusunu tanıyanlar aynı maddeden yapıldıklarını ve sadece farklı formlarda yeniden tanımlandıklarını anlar. Bilgi kayboldu, bilgi yeniden ortaya çıktı, bilgi aslında yoktu, bilgi aslında vardı. Yaklaşımların hepsi de mantıklı bir yere götürüyor, sadece farklı formlarda ve amaçladıkları tek şey hakikat. Hakikat arayışı üzerine bir şeyler yazılabilir mi? Kesinlikle hayır! evet! belirsizlik! söylenen şeyler birbirinden farklı ama o arayışın içindeki form aynı. Doku orada, yapı orada. Bulması belki zor, belki imkansız, belki de konuştuğumuz konunun tamamı ütopya. Cevabı ne olursa olsun, bu yolda harcanan zaman ve uğraş boşa gitmeyecektir.
İnsan; evrenin minimize hali, evrenin ta kendisi, sadece bir form, sadece ruh için bir araç...İnsan için olan herşey insanın hizmetine sunulmuştur. Önemli olan ihtiyacımız kadar olanı alabilmektir. Bu ihtiyacı içinde barındıran ve susamış olanlar, yaşadığımız zamanı her seferinde daha renkli ve yaşanılabilir kılacaklardır.



Hiç yorum yok:
Yorum Gönder