kafamızın karıştığı zamanlar vardır. her zaman geriye dönüp bakmakla işler daha iyiye gitmez. bize somut çözümler lazımdır. elimizdekini bu yolda harcamaya ve kararlı olmaya niyetlendiğimizde, işlerin bir nebze düzeldiğini görürüz. benim hayatımda en azından öyle oldu. uzunca bir süre aşağıda yaşadım ve statü denen şeylerin tamamını kaybetttim. biraz düzelmeye başlayınca kafamda yeni fikirler, filizlenmeye başladı. belki de hayatımın sonraki bölümünde bana yoldaş ve yol gösterecek fikirlerdi. bu yolda ilerlerken gene her zaman ki gibi düşüşler yaşadım.
düşüşlerden kaçış yoktu belki de ama mücadele etmeliydim. bu yazının amacı aslında, bana bu zamanların bir şeyler ifade etmesi. elimdekini bu zamanlarda kaybederim, hafızam zayıflar ve korkular sarar. işlerin tamamının ters gitmeye başladığını görürüm ya da düşünürüm. bazen kaçacak zaman yoktur. yakalanırsın. yağmurun bir anda yağması gibidir. kendinle bir anda yüzleşmen gerekir. geçmişinle yüzleşmen gerekir. şu anda yaptıkların ve düşündüklerinle bir olman gerekir. bunu çoğu zaman başaramazsın ve dibe düşersin. şiddet sana karşı uygulanır ve zayıflarsın. şiddetten kastım, fiziksel şiddet değil. bu daha çok ruhsal düzlemde yaşanır. ya kendine acı verirsin ya da kendini aciz hissedersin.
bu durumları insanlar bu kadar sık yaşamaz. sen belli durumlardan dolayı daha sık yaşarsın ama sen varsın. sana sahip çıkan sen varsın. benliğinin arkasında bir güç var. seni sarıp, sarmalayan da bu güç. buna her zaman dikkat etmediğini biliyorum ama böyle zamanlarda biraz dikkat et. insanlardan ne olup bittiğini anlamalarını beklemek, sadece kendini üzmek olur. anlamayacaklar, yardımcı olmak isteyenler de sadece kendilerini üzecekler. esas durum bu aslında. normal olduğun ya da olmaya çalıştığın zamanlarda, işler bir nebze rayında gidiyor. en azından onlara ve kurallarına biraz daha yaklaşabiliyorsun. ağız dolusu saçmalayabiliyorsun ama gerçekte beklediğin şey bu mu? bu değil aslında ama elden gelen bir şey de yok. kafanı rahatlatmak için onlarca yöntem içinden bazen en saçma olanları seçebiliyorsun. öyle ya da böyle bu gerçekleşen bir eylem. ne kadar mantıklı olursan ol, bu olan ya da bir şekilde ortaya çıkan şey.
kendini başka bir boyuta evriltmeli ve yoluna devam etmelisin. insanların örnek alması gerekenlerden birisi de sensindir. bunu hiç bir zaman bilemeyeceksin. önünde tek bir yol var. bu yol sadece çalışmaktan geçiyor. bir çoklarının anlamadıklarını anlayabiliyorsun. anladıklarını kendi sıkıntını savuşturmak ya da daha iyi yollar aramak için kullanırsan, bu olabilecek en iyi şey olur. diğer türlü daha dibe inmekten kendini kurtaramayacaksın. bu da sadece seni üzecek. daha fazla üzülecek yerinin kalmadığını ve çoğu zaman kimsenin sana destek olamadığını da biliyorsun. gereksiz yere çok fazla sinirlendiğini, anlamsız şeylerde anlam aradığını , boş yollarda ilerlediğini ve buna engel olamadığını. engel olamıyorsan, o zaman önünde durma ve kendine bir yer aç.
daha iyi olmak için tek bir gerçeklik var ve çalışmanın bu gerçekliğin ta kendisi olduğunu biliyorsun. o zaman kendine sarıl ve daha fazla çalışarak yoluna devam et. bunu yapabilirsen, karşındakiler ya da beklentiler daha farklı bir yere evrilecektir. çalışmanın getirdiği sonuçları biliyorsun. ruhsuz olmaktan bahsetmiyorum. ruhunu daha üst bir yere çekmenden baksediyorum. buraya ulaşmaya çalışırsan, ne yapman gerektiğini zaten biliyorsun. etrafta olanlara fazla kulak asma, sadece küçük bir hatanda her şey dağılmayacak. sadece yoluna devam et ve yolunda çıkan sorunları, bilgece anlamaya çalış. hepsini anlamayacaksın belki ama bir kısmını anlayacaksın. anladığın zaman durumlar çok daha farklı olacak. anladığın zaman en yapman gerektiğini bileceksin. bunu bilirsen, düşünmek için boş zaman yaratmak yerine, çalışmak için boş zaman yaratmaya çalış.
not: seviliyorsun. bunu unutma ve sadece devam et. yeri geldiğinde gözlerini kıs ve devam et. sis dağılmayacak belki ama ilerleyeceksin...



Hiç yorum yok:
Yorum Gönder