bir yerden bir yere uzanan zaman dilimleri içinde hepimiz her zaman mutlu olmayabiliriz. mutluluk kavramı sürekli değişebilir ve bir yere ulaşmayabilir. bu döngüler devam ederken, elimizdekine odaklanmayı bilmemiz lazım. elimizdekiler derken, imkanlarımız dahilinde olan şeylere odaklanmamız lazım. bu şekilde ancak bir yerden bir yere ulaşabilir. dikkat etmekte fayda var. olması gerekeni algılayabilmek için bir yol açmalıyız kendimize. bu yolda ilerlerken gördüklerimiz ya da duyduklarımız, düşündüklerimiz bize yardımcı olacaktır. bir yerden bir yere ulaşmak istiyorsak, en kestirme olanı kullanmalıyız. bu da düz bir çizgi olmaktadır elbette. bu düz çizgide ilerlerken, imkanlarımızı önümüze sermeliyiz ve çıkan sonuca göre hareket etmeliyiz.
bir sayı dizisinde hayatımızı akmasını değiştiremeyiz. sayıların arkasındaki anlamları da kolay kolay kavrayamayaız. bir teoriye göre evrendeki tüm varlıklar sayılar üzerinden kurgulanmışır. evreni sayılar oluşturmaktadır. bu aslında erken zaman matrix e açılan bir kapı gibi durmaktadır. bunun eski yunanda olması ise çok da şaşırtıcı değildir. kavramların algılanışı ile alakalı. bu sayılar eğer bir spirale dönüyorsa, burada şekillerin de ortaya çıkması lazım. pi yi araştırırken şekiller bulmak gibi. pi de bunu net olarak görebiliyoruz. max cohenin yaşadıkları, gördüğü halüsünasyonlar, yaşamı anlamlandırışı insanı farklı düşüncelere çekiyor. bir yerde matematik dururken, bir yerde de fiziksel bir rahatsızlık var ve bir yansıması oluyor. ilaçlar ile tam olarak düzelmiyor. açılan bir beynin sancıları. bunu kavramak çok da kolay değil aslında.
elimizdeki veriler ile böyle bir teori ortaya koyabiliriz ama bunu ispalamak ve arkasındaki zekayı kavramak kolay değil. bazıları buna güç diyor, bazıları ise tanrı. her iki yaklaşımda da bu sayıların arkasında bir gerçeklik yattığı anlaşılıyor. bunu net olarak göremesekte bazı yerlerden bu anlamları çıkarailiriz. pi yi ararken arkasında cidden şekiller oluşur mu? spirallere dolanan bir dünya gözümüzün önüne gelir mi? bunlar askıda kalan sorular. ne yapmamazı gerektiği hakkında bize net veriler vermiyorlar belki ama yolumuzu üzerindeki taşları bunlar oluşturuyor.
max cohenin yaptığı gibi annesi güneşe bakmaması gerektiğini söylüyor ama bir gün max gözlerini dikerek güneşe bakıyor ve etraftaki herşey çekilmeye sonra parlak bir ışık hüzmesi olmaya doğru ilerliyor.bunu kavramak çok da kolay değil. max in hastalığını da tanımlamak kolay değil ama hala orada. pi filminde tevrat ve kurana atıf yapılması ilginç. birebir incilden bahsetmiyor. bu iki dine referans veriyor. neden böyle yapıyor bu kouda bir fikrimiz yok. zaten pi yi izlerken içindeki rastlantısal şeyleri anlamakta cidden zor. halüsinasyonlar var ama bir yere ulaştırmıyor bizi. 216 rakamdan oluşan şayı ne? bu konuda da net bir fikrimiz yok. bizdeki ebced hesabı gibi yahudilerde kitaplarını sayısal sistem olarak kullanıyor. bir koda göre yazılmış olduğunu iddaa ediyor. kuranda son dönemlerde 19 mucizesinin işlenmesi gibi.
varsayımlarımız bizi bir yere taşımaktadır. önemli olan bir yerde zihnimizin açılıyor olmasıdır. kavramları bu değerler üzerinden tanımlarsak, karşımıza çıkan sonuçlar da bundan çok farklı olmaz. algılayabildiğimiz içindeki değişkenler gibi, bunlar da bir anlamda bir yerde yol gösterici olmaktadır. hayatı dar bir yerden algılamak yerine , bakış açımızı genişletebilirsek, bize belirli sistemler ile geri dönecektir. bu da hayatımıza kattığımız anlam ile alakalı. bakış açılarımız belirli dereceler ile değiişir ve döngüsel bir yere uzanır. geldiği yerde bir bilinç var ise bakış açılarımızda buna göre ayrı bir yerden şekillenir.

Hiç yorum yok:
Yorum Gönder