18 Temmuz 2011 Pazartesi

güçlü olmak

hayatımızda bir çok olumsuzluk ile karşılaşırız. yorulduğumuz zamanlar, güç kaybettiğimiz zamanlar oldukça fazladır. kendimizi güçlü kılabilmek için belli dayanaklara ihtiyaç duyarız. bu dayanakların ne üzerine kurulu olduğu gerçekten önemlidir. neyi nasıl yaptığımız, neyle yüzleştiğimiz bu bütünün birer parçasıdır. yaptıklarımı ve yapmaya çalıştıklarımız bizi bir yere taşımaktadır. hayatta güçlü olabilmek için neler yapmak lazım? çok basit bir önerme aslında. elimizdeki ile ilgilenmemiz lazım. elimizde olanların kıymetini bilmemiz lazım. dik durabilmemiz lazım. bize fayda getirecek şeyler ile ilgilenmemiz lazım. elimizdekilerin önceliği aslında baya önemli. neye nasıl değer verdiğimizle alakalı. bir insanın yapması gereken temel şeylerden biri de elindekine değer vermektir. başka şeyler için çok fazla efor sarfederiz ama bir çok zaman içinde elimizde olanı görmezden geliriz. bizi başarıya ulaştıracak olan belki de elimizde olanlardır. bu kavram cidden çok önemli. elimizdekilerin kıymetini biraz olsun anlayabilirsek, bize sunacağı şeyler de o ölçüde değer kazanmış olur. elimizdekini kıymetli kılar.

hepimiz için geçerli olan bir şey var. başlangıç noktası ne olmalı? bunun cevabını adam gibi verebilirsek, hayata dair güçlü olduğumuz taraflar da artmaktadır. umutsuzluk hepimizin içinde. hayatla bağ kurabilmek için umutlarımızın yeniden yeşermesi lazım. elimizde olanın anlamlı olması lazım. başlangıç noktalarını adam gibi belirleyebilirsek, bizi somut başarılara ulaştıracaktır. kıymetli olan da bunlar sanırım. her gün düş görürüz. gördüğümüz düşler bizi gerçekliğe biraz daha yaklaştırır. burdan yola çıkarak olmasını istediğimiz şeyleri daha net tanımlayabiliriz. tanımlamaya da ihtiyacımız var aslında. net kararlar verebilirsek, üzerine düşünülmesi gereken çok az şey kalacaktır. her şeyin yansıması gibi. hepimizde birer ayna var ve hangi açıdan baktığımız cidden çok önemli. elimizdeki aynaları birleştirerek amak-ı hayal de olduğu gibi aynalı babanın dinginliğine ulaşabiliriz. ulaşmak istediğimiz ne aslında? ya da savaştığımız şeyler bizi nasıl bir yere götürüyor? bu sorulara cevap vermek çok da kolay olmayabiliyor çoğu zaman. değerlerimiz ve bizi anlamlı kılan şeyler.

bazı kavramları yeniden isimlendirmek için reddetmek gerekir. kendini yeniden tanımlamak için, bunları adam gibi ele almalı ve o süreç içinde adam gibi değerlendirmek lazım. her reddediş bir kazanım mıdır? bu soru da cevap verilemeyenler içinde kendini tanımlayabilir. nerden nereye gidiyoruz? başlangıç noktamız ne? umut ettiğimiz şeyler neler? soruların sonu gelmiyor. bizi biz yapan şeyler de bu anlamda değerli aslında. hakedişlerimizle, kazanımlarımızla ilgili bir sürü soru var. kendi hayatımızı tanımlarken de yaptığımız bir sürü yanlış var. yanlışlar bizi doğruya sürükler mi? bazen bu gerçeklik içinde tanımlanabilir. hangisi doğru? hangisi gerçeğe daha yakın? bunların somut cevapları yok aslında. sadece olması gereken ve olan şeylerle sarmalanmış durumdayız. biraz nefes almaya ihtiyacımız var, her canlının hissettiği gibi.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder