25 Kasım 2011 Cuma

hastalık

içinde bulunduğunuz ruh hali ile gerçekten cansıkıcı olabileck bir zamanı tanımlar aslında. elimizden çok bir şey gelmez. sadece oturup bekleriz. kafamızda akan düşünceler vardır ama enerjimiz yoktur ya da düşünsel olarak sıkıntı içindeyizdir. nasıl baktığımızla alakalı aslında. elimizde neyin olduğu ile alakalı sanırım. böyle zamanlarda müğzik gerçekten büyük bir yardımcı olabiliyor. oturup grup dvdleri izlemek ya da güç kazanmak için bir şeylker okumak. hepsi bir yerde aynı yere gelmektedir. nasıl baktığımızla alakalı aslında. nasıl değerlendirdiğimiz ile alakalı sanırım. neler yapacağımız içimizdeki enerjinin ortaya çıkmasıyla alakalı sanırım. bazen beklemek bile bir çok alternatif kapılar açabiliyor insana. nasıl olduğu çok önemli olmasa bile bakış açılarımız sürekli değişiyor. enfeksiyon kapmış olan belki de beyinlerimizdir. bunun nasıl bir şey olduğunu net olarak tanımlamakta zor elbette.

hayatı kavradığımız yerde bir çok sıkıntı var aslında. dünyanın dönmesi, 7 milyar insanın yaşaması bunlar cidden insanın kafasını karıştıran şeyler. müzik içinde bile farklı yerlere gidebiliyor olaylar. giant squid diye bir grup var. yaptıkları müzik sludge/experimental/post-rock olarak tanımlanabilir sanırım. denizden bahseden insanlar. işleriyle alakalı sanırım. bu durum bile farklı bir bakış açısı yaratmış durumda aslında. tabi bu bahsettiğimiz grup major grupların içinde sadece bir pire olarak varlığını sürdürüyor. nasıl baktığı ya da nasıl algıladığı önemli olmayan bir çok insan için bir dünyayı tanımlıyor. bakış açılarımız bizi nerelere götürür? sorusunun açık bir cevabı sanırım. olması gerektiği gibi algılayabilenler için cidden bambaşka kapıları açıyor. üzerine düşünmek ve gerçekten zaman harcamak lazım.

bir şeyler üzerine düşünmek. cidden keyifli bir efor olarak tanıumlanabilir. bizi başka gerçekliklerin içine çekiyor aslında. nasıl baktığımıza, nasıl algıladığımıza göre değişiyor. müzik burada bir çokları için ara faktörlerden bir tanesi. müzik ile birlikte zihin daha aktif hale gelebiliyor sanırım. nasıl olduğunun da bir önemi yok aslında. sadece olan şeyler üzerine zaman harcamakla alakalı. yazmakta sanırım böyle bir şey. aklımızdan geçenleri şekillendirdiğimiz, kullandığımız dile göre farklı kalıpları tanımlayan bir oluşum gibi sanki. devam etmekle bir yerlere varılabilir aslında. nasıl algıladığımızla alakalı aslında. nasıl düşündüğümüzü şekillendiren bir durum. kitaplar burada cidden çok önemli bir yerde duruyor.

kitapların olduğu bir dünyada ilham almak çok daha kolay belki de. okudukça kafamızda gelişen mürekkep balıklarını daha net görebiliyoruz sanırım. mürekkep balıkları ya da deniz cidden çok başka bir dünya. o dünyada yaşamak nasıldır? sorusuna vereceğim çok mantıklı bir cevap yok. bir süre istanbulda yaşadıktan sonra bozkırlara yeniden dönmüş olduk. burada o nem yok, buralar belki daha soğuk ama dünya bir şekilde yaşıyor, nefes alıyor. düşünceler içinde nefes almak. bu farklı bir tanım olurdu sanırım. dünyamızı keyifli hale getiren değerler bunlardır sanırım. bu durum da cidden insanı mutlu ediyor.
nefes aldıkça hayatı yaşamaya devam edebiliyoruz. bu da sanırım bizi mutlu eden ögeler içinde.

dünya bir karmaşanın ortasında belki de. bakış açılarımız bu kaos ortamını daha farklı bir yere çekiyor. düşüncelerimizde tanımladığımız dünya belki daha hassas hale geliyor. uzaktan ya da yakından etkileşimde bulunduğumuz insanlar bizi hayatın farklı alanlarına götürüyor. sıkıntılarımız var. hayata dair algıladığımız gerçeklikler var. belki hepsi doğru, belki gereksiz, belki de çok gerekli. bu durumlar için net bir tanım yık. hangi düşüncenin öncelik kazanacağı bizim hatamız ya da olması gereken. algıladığımız şeyler içinde öncelikler çok fazla değişiyor sanırım. kafamızı karıştıran çok fazla parametre var. bu parametreler ile biz kendimize alternatif bir dünya yaratıyoruz. bu dünyanın içinde yaşamak için elimizde olan çok fazla şey yok belki de.

düşüncelerimizin keskinleştiği noktalarda, zihnimizin açıldığı noktalarda elimizdekini değerlendirmek belki de daha kolay olacaktır. bir şeyleri yapmak için yapmamız gereken şey devam etmek. bir şeye sürekli devam edersek o zaman elimizde olanın da değeri artar aslında. imkanlarımız çok kötü olmadığı ölçüde elimizdekinin değerini daha net kavrayabiliriz.

spor yapmak, müzikle uğraşmak, kitap okumak, düşünmek... sonu gelmeyen bir yolculuk gibi. bu yolculuk bizi hangi deneyimler içinde tanımlayacak bir fikrimiz yok aslında. devam etmek en mantıklı yok gibi gözüküyor. nefes almakta sanırım aynı dünyayı tanımlıyor.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder