bir yerden bağımsız olarak dünyayı tanımlamaya çalışırız. gençliğimizde bize öğretilenler ya da edindiğimiz deneyimler, farklı kapıların açılmasını sağlamaktadır. düşünce sistemimiz bu düzlemde başlar aslında ve yavaş yavaş bütünlük kazanır. bu deneyimler küçükte olsa bize farklı bir algı vermektedir. nerden algıladığımız ya da nereden tanımladığımızın bir önemi yoktur. bakış açılarımızla iyilik ve kötülük şekillenir. nasıl algıladığımız bu düzlemde bizi bir yere taşır. bozulmuş düşünceler de bu sistemin içindedir. kimin ne söylediği çok da önemli değil aslında. sadece varolanı tanımlamaya çalışırız. bizi huzurlu bir yere götürmesi için. sistemler belki de bunun için vardır. daha bağımsız bir algı geliştirmeleylim diye. hep hayata dair bir sorumluluk ve oluşan somut düşünceler vardır. neşe hepimizde olanb ama her zaman ortaya çıkmayan bir düşüncedir. fizikselliğimiz de tam oturmasına kadar bu düzlemlerde kazanırız. düşünceler bizi tanımlar ama bir araç olan beden bizi bu dünyada bir kalıba sokar.
davranışlarımız anlamsızlık içinde bazen farklı sıçramalar gösterir. kötü vizyonlar ile dolabilir hayat tam olarak anlamasakta. müzik devreye girer ve bir yere doğru sürükler hayatımızı. kitaplar ve filmler de vardır bu düzlem içinde ama herkesin ilgisine göre durumlar şekillenir. kafamızdakini net olarak tanımlamakta böyle bir şey sanırım. kötülük neden sebepsizce insanı bulur. karanlık düşler neden yapılmıştır? elimizde gene sorular var ama her zaman cevapları olmayabiliyor.
sakin kalmak buradaki en temel noktalardan bir tanesi sanırım. serbest bırakılmamış öfke ve kendini kaybetme ile bütünleşirler bu düzlemde. nasıl düşündüğümüz bir muamma olsa da hayatımızda enteresan algıların temelini bunlar şekillendirir. müzik her haliyle başka bir rahatlama biçimi. bazı gruplar için sistematik. matematiksel bir yaklaşımı da içinde barındırmaktadır. nasıl algıladığımız önemli bu noktada.
uzun düşlerden, anlamsız hayallerden ve olmayan gerçeklikten kurtulma dileğiyle...

Hiç yorum yok:
Yorum Gönder