bir sürü düşünce içinde en doğru olanı seçmeye çalışırız. her seferinde yeni bir mücadele olarak bize geri döner. elimizdekini kullanmak ise biraz zaman alabilir. bu durumlarda çok da mantıklı olmayan düşünceler filizlenir. yalnızlığı tetikler. yalnızlık daha fazla yalnızlığı doğurur ve mücadele gene aynı yerde devam eder. kendimize belli motivasyonlar bulmamız gerekir. başka birinden daha iyi tanıdığımız için kendimize söyleyeceğimiz şeyler, bu ölçekte bir değerlendirmede en mantıklı yolları ortaya çıkaracaktır. düşüncenin gücü belki de burada devreye girer. nasıl değerlendirdiğimizden bağımsız o düşünceye tutunursak bizi bir yere taşımaktadır. istediğimiz belki de budur ama onu nasıl şekillendirdiğimiz önemli. çamurdan çömlek yapmak gibi uzun zamanda alabilir, çamurla oynamak kadar kısa da sürebilir. nasıl değerlendirdiğimiz ve ne ölçüde çalıştığımız önemli bu konuda. motivasyonlar bulmamız lazım devamını getirebilecek. nasıl olduğunun çok önemi yok ya da altında yatan bilgeliği de görmemize gerek yok. bir başlangıç belirleyip ona göre devam etmek sanırım önemli olan. bizi bir yerden başka bir yere taşıayacak motivasyonlar belki de bu düşüncelerin içine saklanmıştır.
mücadele kendini bir çok kalıp içinde tanımlamaktadır. tasvirleri ile sıkıntıları ile bir yerden bir yere hareket halindedir. sürekli olarak bu değişim yaşanır. su balonu gibi. bir yerden bir yere akmaktadır düşünceler. kontrol yetisi çok azdır temel düşünceler üzerinde. kendi kontrolümüzden bağımsız olarak parlarlar. bu parlamalar çağımızdaki bir çok buluşun da habercisi olmuştur. sadece o anın gelmesi ve bir anda ortaya çıkması yeterlidir. nasıl olduğunun çok da önemi yoktur. sadece olması gerektiği şekilde filizlenirler. kötülükten kendimizi alıkoymak için ya da kötü düşüncelerden kendimizi alıkoymak için temel düşüncenin şekillenişinde, dur diyebilmenin gücünde saklı olan iradeyi ortaya koymamız gerekir. bu iradeyi net olarak ortaya koyamazsak, gelişen ya da değişen düşünceler hızlıca büyümektedir. bu olayın olumsuz tarafına atfedilmektedir. eğer olumsuz tarafında böyle şekilleniyor ise olumlu tarafında da aynı ölçeklerde şekillenmesi gerekir. disiplin burada çok önemli. kendi düşüncelerimizi disipline edebilirsek, kötü olan şeyleri iyiliğe de kanalize edebiliriz. bu gücün her insanda olduğuna inanıyorum. sadece bakması gereken yere doğru bakması yeterlidir. kendini bir başka basamağa taşıyacaktır.
yapacağımız işlere ya da düşüncelere sarsılmaz bir inançla bağlı kalmakta bize alternatif kapılar gösterebilir. bunu görmek istiyorsak kontrolü içeriden de sağlayabiliriz. sadece doğru kapılara bakmamız yeterlidir. her zaman olduğu gibi "çaba" burada devreye giriyor. kendimizi zorlamalıyız. kafamızdaki şeyleri netleştirmeliyiz. bunu başarabilirsek kendimizi daha rahat hissederiz. tren gibi düşünmekte de fayda var. bir düşünce vagon da olabilir, lokomotife de dönüşebilir. eğer vagonsa ve kötülüğü tasvir ediyorsa bunu trenden ayırmak çok da kolay olmayacaktır. lokomotif olarak iyi düşünceleri seçersek, bize olması gerektiğinden daha fazla güç sağlayacaktır. bunu başarabilirsek zaten kendimizi daha olumlu bir yerde bulabiliriz. ne olduğunu düşünmeden de yolumuza devam edebiliriz. sistematik olmak burada önemli. sınırlarımızı bilmekte aynı ölçekte önemli. nasıl davranmamız gerekir? nasıl şekillendirmemiz gerekir? bu sorular acemilik evresine ait sorulardır. buradan geçip yolun başka bir tarafına bakıyorsak, olaylar aslında beklediğimizden biraz daha farklı gelişecektir.
farklı disiplinler arasında geçiş de mümkündür. bir kitap okuyarak ya da bir şeyler dinleyerekte kendimizi bu motivasyon içinde bulabiliriz. adım atmak ise en başındaki durumu bize net olarak anlatmaktadır. adım atan birileri için dünya çok da karmaşık değildir. bakması gerektiği yerden bakmalı ve durumun şekillenmesine yardım etmelidir.düşünceler satrançta olduğu gibi uzak hamleleri ya da ihtimalleri göz önüne sermektedir. eğer bu hamleler göz önünde ise neden daha iyi stratejiler oluşturmayalım? dikkatli bakan gözler için bu gerçekleşmektedir. daha fazla konsantre olup, daha fazla dikkat edip, senaryolar içinde atlamalar yaparak yolumuzu bulabiliriz. her sistemin bir algoritması vardır. bu algoritmayı doğru algılayabilirsek, temelindeki "1" ve "0" lardan çok da farklı olmadığını anlarız. esir gibi bir madde ile çevrilidir belkide ya da anti-matter olarakta tanımlayabiliriz bunu. bunun ne olduğunu herkes kavrayamasa da baktığı yere göre daha sistematik bir algı geliştirebilir aslında. belki de olması gereken budur. anlamaktan ziyade uygulayabilmektir. elektriğin nasıl çalıştığını herkes anlamaz belki ama onu her yerde kullanırız. önemli olan işlevsel olması değil midir? düşüncelerin bundan farklı olduğunu kim söyledi? buna verilecek çok mantıklı bir cevap yok aslında.belli düşünceler beyinde aynı yolları izledikçe, çağırdıkları düşünceler de arkalarından gidecektir. beynimizdeki bu yolları değiştirmemiz gerekir.
bu düşünceler derin meditasyon içerebilirler. bunun olması gerektiğini net olarak kavrarsak ve zaman ayırırsak neden iyiliğe ya da işlevselliğe doğru evrilmesin? kel-no-reem gibi bir meditasyon geliştirip, daha ağır yaralarda bile kendimizi huzurlu bir yere çekebiliriz. bu kalbimiz ve aklımız arasındaki bağlantıyı sağlayacaktır. bu bağlantıları sağlam tutabilirsek, gerçek güce ya da potansiyelimize ulaşabiliriz. buraya ulaşmakta huzur bulmamız için gereken adımları içinde barındırıyor olabilir. daha sistemli ve huzurlu yaşamayı kim istemez? daha fazla odaklanmış ve daha fazlası için enerji biriktirmiş olmalıyız ki, potansiyelimizi ortaya çıkarmak için çok fazla çalışmamıza gerek kalmasın. farkındalık burada çözüm olabilir. hepsini yapamasak bile bir başlangıç sağlayacaktır. kalbimiz ve beynimiz arasındaki bağlantıyı güçlendirmek dileğiyle...

Hiç yorum yok:
Yorum Gönder