düşünceler akmaya başladığı zaman, nehirlerin düzenli olmaması ama yataklarını terketmemeleri gibi bir durum ortaya çıkar. hayallerimiz bu suya yansır. nefes aldığımız hava bu suyun üstündedir. tüm algılarımızla varoluşumuzu buna uydurmaya çalışırız. elimizdekinin değerini daha net anlayabiliriz bu şekilde. düzeni yakalayabiliriz. düşüncelerimiz ile başbaşa kalırız. hayal ettiklerimizi göçrmek isteriz. bu ilişkilerde ya da aşkın içinde böyledir. genel bir yaklaşım sergilenmese de elimizdekin kıymeti bu ölçütlerde daha net alaşılabilir. ne yapmak istediğimize karar vermemzi gerekiyor. nasıl algılamalıyız ve nasıl şekillendirmeliyiz. buna karar verdikten sonra yeterli birikime ulaşmak için çabalamamız lazım. eğer kendimizden sıyrılıp biraz ilgilendiğimiz şeyler üzerine kafa yorarsak, bazı şeylerin sonunu getirebiliriz. aklımızdakileri gerçekleştirebiliriz. olması gereken de budur belki bunu bilemeyiz. hayatın içine bir amaç ya da bir anlam katmalıyız. zamanı boşa harcamadan bunlar üzerine yoğunlaşmalı ve ulaşmak istediğimiz basamaklara doğru adım atmalıyız. biraz nefes almaya ihtiyaç duyduğumuzda elimizdekinin kıymetini daha net anlarız. sevgi ya da aşk dediğimiz kavramlar da bunun üzerine kuruludur.
belli düşünceleri basamak basamak kurmalıyız. puzzle yapmak gibi. ilk başlarda çok zor gelecektir ama zamanla zorluğu azalacak ve iyiliği ortaya çıkacaktır. başarı dediğimiz şey zaten tamamiyle hazır olmaktan ibaret, şans da öyle. elimizdekinin kıymetini bilirsek şansa da gerek kalmaz sanırım. insanlar hep talih kuşunun onların üzerine konmasını bekler. bu uğurda çok fazla çalışmazlar. çalışmadıkları içinde ellerine geçen çok bir şey olmaz. sadece beklerler. beklemek belki de bu hayat içindeki en tiksindirici durumlardan bir tanesidir. bakış açılarımız da bu olumsuzluk ile şekillendiyse zaten toparlamak baya zor olacaktır. belli dengeler üzerinden yürür hayat. bu dengeleri kavrayabilirsek o zaman mücadelemiz daha anlamlı olacaktır. birileri bir mesaj atar, cevabının gelmesini bekler. bu belki çok çok uzun zaman alacaktır ama eninde sonunda gerçekleşecektir. bakış açılarımızın darlığı bazı şeyleri görmemize engel olur. engelleri kaldırmak için zihnimiz sürekli açık olmalıdır. açık olduğu sürece bazı kavramları daha net yerine yerleştiririz. olması gerekene biraz daha yaklaşırız. bazı durumlar potansiyelimiz ile ortaya çıksa da, çalışarak belli yerlere gelen bir sürü insan vardır. her zaman o konuda yetenekli olmaları beklenemez. başarı için nefesi tutup çok çalışmak gereklidir. bunu görsel ve işitsel ögeler ile desteklersek, kazanım açısından elimizde çok şey olacaktır. beklediğimiz zamana değecektir en azından.
müzik bu algıdan çok da uzak değildir. küçük yaşlarda enstruman çalmaya başlayan ve buna ciddi zaman ayıran birisi. yaşı biraz ilerlediğinde bu enstrumandan hayatını da kazanabilir, kendini rahat bir şekilde tatmin de edebilir. nasıl yaklaştığımız önemli bu soruna. müzik denen şey de rastgele ortaya çıkan bir durum değildir. notalarla belli matematiksel sistemlerle idare edilir. matematiksel sistemler derken, müzik matematiksel kalıplardadır demiyorum. elbette hissetme kısmı var ama o duyguyu verebilmek için notalara da çok fazla hakim olmak gerekiyor. hepsinin farklı yansımaları var hayatın içinde. müzik olsun, film olsun, kitap olsun. hepsi birbirine dönüşebiliyor. dönüştükçe rahat bir şekilde gelişebiliyor. düzen oluşturuyor kendi içinde. bu düzene girdikçe notalar bestelerin ilk adımları atılmış oluyor. bunu düzenli bir şekilde devam ettirenler, her gün pratik yapanlar diyelim. ellerindeki ile daha başarılı oluyorlar.
gene aynı noktada bunu şekillendiren bizim algımız ve çalışmamız oluyor. ne kadar fazla düzen kurabilirsek, o ölçütlerde kafamız rahat ediyor. sistemleri tamamladıkça düzenin bu dünyaya ne kadar hakim olduğunu görebiliyoruz. evrende bulunan spiraller gibi. deniz kabuklarında bile oldukları düşünülürse her şeyin tesadüfen bir araya gelmesi pek mümkün gibi gözükmüyor. hayatın her alanında düzenler var kaosun olduğu yerler çok nadir yerler aslında. düzenli bir bakış açısı ile değerlendirildiğinde elimizde olanın sistematik hale gelebilmesi için belli yollardan geçmesi gerektiğini anlıyoruz. bu durumlar da bize umut veriyor. yolda yürüdükçe umudumuzun arttığını görebiliyoruz. bazen çok yoruluyoruz, bazen çok çabalamamız gerekiyor ama başarı diyorsak elimizdekilere, gerçekten çok çalışmak gerekiyor. çalıştıkça algımız pozitif bir yere doğru ilerleyecektir. hayatın içinde herkese ait bir rol var. hayatın merkezinde olanlar için bu rolleri benimsemek gerçekten çok önemli. meslekler ile insanın düşüncesini karıştırmamak lazım. bir adam çoban ya da marangoz diye bilgelikten nasibini almamış mı oluyor? cevabı elbette hayır. geçinmek için yaptığımız işler ile hayatı yakalamanın birbiri ile doğrudan bir bağlantısı yok. olması da saçma olurdu zaten ya da öyle görenler için anlamsızdır diyebiliriz. düşüncelerimizin belirli sistemler ile yolunu bulması dileğiyle.


Hiç yorum yok:
Yorum Gönder