18 Aralık 2011 Pazar

orphaned land

orphaned land ile tanışmam lise 2 nin başlarına uzanıyor. müziğin çekme kasetlerle dinlenildiği zamanlarda, albüm bulmak cidden zorken, bir arkadaşımla takasa girerek keşfettim. best of venom albümüne karşılık orphaned land el norra alila albümünü aldım. oryantal doku, sözler, death metal ögeleri ve sözler girince devreye bambaşka bir atmosfere açıldı kapılar. nerdeyse lise 2 nin tamamı boyunca orphaned land dinledim. sabah serviste, okulda, eve dönerken sürekli aynı albümü dinliyordum. daha sonra bir albümleri daha olduğunu öğrendim. saharaydı albümün adı ve kapağında bir caminin iç süslemeleri kullanılmıştı. orphaned land, orta doğudan çıkan belki tek belki bi kaç gruptan biriydi. el norranın girişini çok net hatırlıyorum. "find your self and discover god". bu sözler ile açılıyordu albüm. orphaned land in o zaman ki mottosu " tango between god and satan" dı. müziklerinde şeytani ve tanrısal ögeleri işliyorlardı bir anlamda. bu açıdan bakınca death metal konseptinin hem içinde, hem de dışında yer alıyorlardı. belki amaçladıkları buydu ya da daha farklı düşünceler ile şekillendirmişlerdi doğrularını ama bizim duyduğumuz buydu. orphaned land in o zamanlar adam gibi bir sitesi bile yoktu. uyduruk bi kaç siteden grupla alakalı videolara ulaşılabiliyordu. 96 yılından sonra uzun bir ara verdiler. sürekli orphaned land dinlendi ama yeni bir şeylere ihtiyaç vardı. sene 2004 yılına gelindiğinde, orphaned land den sevindirici bir haber duyuldu. albüm kaydı için stüdyoya girmişlerdi. mabool ismini verdikleri bir albüm çıkaracaklardı. içinde ne olacaktı? orphaned land değişmişmiydi? başka bir çişzgiye mi kaymıştı müzikleri? o zaman için hepsi muamma idi. fazlada bir bilgi yoktu orphaned land ile ilgili.




sonunda mabool albümü piyasaya çıkmıştı. orphaned land değişmişti ama olumlu bir yönde. artık daha profesyonel bir sound vardı ama prodüksüyon adam gibi yapılmıştı. uzun yıllar dinlenecek bir albüm yapmayı başarmışlardı.birth of the three, ocean land, the kiss of babylon, building the ark ve norra el norra öne çıkan şarkılar arasındaydı. mabool albümü çıktıktan hemen sonra orphaned land istanbulda bir konser vermişti. şanslııyım ki bu konserde bulunma fırsatı yakaladım. inanılmaz bir atmosfer vardı. saharadan ve el norra aililadan bile şarkılar çalıyorlardı. salonun tamamı tek bir ağız olmuş gibi tüm eski ve yeni şarkılara eşlik ediyorlardı. kobinin seyirci ile iletişimi inanılmazdı. sahne şovu olarak dansöz bile getirmişlerdi. bizim yöreye özgü bir durum olduğundan herkes keyfini sürdü konserin. belki avrupada dansöz çıksa bir anlam ifade etmeyecekti ama bizim toplumumuz için dansöz kavramı çok uzak değildi. konser inanılmaz keyifli geçti. konserin sonuna doğru estarabim cover ı ile seyirciye tam olarak ulaştılar. biraz bozuk bir türkçe ile estarabim in  söylenmesi inanılmadı. herkes coşmuştu ve bir ağızdan eşlik ediyorlardı. 2 saatlik konser dolu dolu geçmişti. eski ve yeni haliyle orphaned land hala en sevdiğim gruplar arasında yer almaktadır. uzun zaman dinleyip bu adamlar bir çok insan tarafından yeniden keşfedilmesi gerçekten keyifliydi. sahnede inanılmaz pozitif olan grup, gerçekten ne yaptığını çok iyi biliyordu.




orphaned land karşılık olarak neydi? uzaklarda yaşayan "dost" olabilir. kardeşliği yaşamaya çalışan bir avuç insan da olabilir. herşeyiyle bize huzur veren bir gruptur orphaned land. yeni albümleri olan neverending way of orwarrior ise mabool a göre çok daha progresif bir albüm olmuş. yerel enstrumanlara daha fazla yer verilmiş ve prodüksüyon steven wilson tarafından yapılınca, çok çok daha profesyonel bir çizgiye oturmuşlar. orphaned in amerikada ve avrupada konserleri olduğunu duyuyoruz. 20 yılı devirdiler ve hala müziğe devam ediyorlar. bize yöresel lezzetleri, death metal ve progresif müzik olarak sunuyorlar. bu adamların gerçekten çok büyük sanatçılar olduğu zaman içinde belki daha fazla anlaşılacak. uzun yıllar müzik yapması ve bize kardeşliği öğretmeleri dileğiyle.

the storm still rages inside...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder