iliklerimize kadar soğuğun işlediği bu günlerde, bu havalardan keyif
almak herkes için ayrıcalık olmasa bile ufak bir kesim için ayrıcalık.
huzuru aradığımız bu zamanlarda, kalbimize ferahlık veren bir düzlem
içinde yer almakta. hava daha da soğudukça alınan haz da artacaktır.
yağmur ya da kar ne yağıyorsa, soğudukça her yer, alınan keyif daha da
fazla olacaktır. kafamızı rahatlatacaktır. mevsimsel olarak belirli
hormonların daha çok ya da daha az salgılanması ile sıkıntıya gireriz.
depresyon başlangıcı olabilir bu mevsimsel değişimler. bizi başka bir
formata doğru sürüklerler. etraftaki havanın kokusu bile bizi farklı bir
düzleme sürükleyebilmektedir. deneme yanılmaya gerek kalmadan,
depresyonda olduğumuzu net olarak anlayabiliriz. bazen aldığımız ilaçlar
bizi rahatlatır. bakış açımızı da bazen değiştirebilmektedir.
soğukla
depresyonun ortak bir noktası var mıdır? bazen evet, bazen hayır.
önemli olan nasıl hissettiğimizse, soğuk havalar bizi mutlu da
hissettirebilirler. nasıl algıladığımızdır önemli olan. geçiş
süreçlerini başlatırlar ya da olması gerekene doğru hareket ederler. net
olarak cevaplayamayız. bunlar biriktikçe bizi daha güçlü ya da daha
güçsüz yapmaktadırlar. bunların birleşiminde biz de kendimizi daha
huzurlu yada daha rahat hissederiz. mevsimler önemlidir. başka ruhlara
geçiş yapmamızı sağlarlar. bazen daha hüzünlü, bazen daha mutlu. ne
olacağüının çok da önemi yoktur bu düzmlemde. önemli olan o değişimdir.
değişim oldukça kendimizi daha rahat hissederiz.
tasvirler
ile bir dünyayı tanımlamak gerçekten güç. çok fazla detay ve çok fazla
değişken var. büyük yazarlara baktığımızda tasvirleri çok fazla
kullanırlar ama bu durum gerçek dünyayı tanımlamak için yeterli
olmayabilir. tolkien e baktığımızda inanılmaz tasvirler ile orta dünyayı
tanımlamaktadır. yeterli midir? elbette yeterli değildir ama kafamızda
bir dünya oluşturur. başarısı buradan kaynaklanmaktadır. bir gündemi
vardır ve o dünyada yaşananları daha güzel anlatabilmektedir. unutulmuş
diyarlar serisi için de aynı şey mevcuttur. yaptığımız şey başka
dünyaları ya da alternatif evrenleri tanımlamaktır. bunun için yeterli
olmasak bile mücadele ederiz. bir yerden bir yere taşırız bunları.
yapmamız gereken de budur belki de. bundan da tam olarak emin olmayaız.
elimizdekileri kullanmak da diğer dünyaları tanımlamakta bize bakış
açısı sağlar. bu bakış açısı bu dünyayı daha fazla gözlemlemekle
alakalıdır. daha fazla gözlemledikçe, daha fazla yoruldukça
kafamızdakiler de farklı bir yere oturur.
dünya
o kadar karmaşık bir yer ki, o kadar fazla detay var ki, bunları
birleştirmek cidden güç. dünyada 100 milyon tane tür yaşıyormuş.
böcekler, kuşlar, kedigiller ve daha saymadığımız bir sürü detaya sahip
hayvan. böcekler için ise söylenebilecek hiç bir şey yok, binlercesi
hatta milyonların ötesindekiler. karıncaların dünyasına ise bernard
werber ile girdik. orada bile o kadar fazla detay var ki, anlamak cidden
güç. nasıl olacağı belirisiz aslında. kafamızda döndürdüğümüz bir
gerçeklik var ve bu gerçekliğe sıkı sıkıya bağlıyız. kendimizi bu
şekilde tanımlayarak, alternatif dünyaların kapılarını aralıyoruz.
bu
dünya ya da tanımladığımız alternatif dünyalar, hepsi de bir varoluşu
yeniden isimlendirmek için. bu dünyadaki sıkıntılarımızı azaltmak ya da
aloternatif dünyalar ile pekiştirmeık için. her zaman arayış mutluluk
üzerinden. bunu tanımlayabildikten sonra, herşey belki de daha farklı
olacaktır. daha farklı olanı anlamak için mücadele etmeliyiz ve bir yere
taşımalıyız. her zaman aynı döngüde durmamak için alternatif kapıları
aralamalıyız.


Hiç yorum yok:
Yorum Gönder