güzel bir güne uyanmak hepimizi mutlu hissettirir. günü güzel kılan nedir? sorumluluklarımıza yaklaşmamız mı? kendimizi olumlu bir yere taşımamız mı ? ne olmasını bekleriz? soruların hepsi havada kalıyor aslında. düşündüklerimiz bazen çok fazla yoğunlaşır. sürekli atılımlar halini alır ve belirli bir düzene girmeye çalışır. burada düzen dediğimiz şey aslında zihinsel yansımalarımızı kontrol edebilmektir. eğer bunu başarabilirsek, o zaman anlam kattığımız şeylerin de bir sonuca doğru uzanması gerekir. gerekliliği bu şekilde tanımlarız aslında. olması gerekene doğru açılan kapılar olarak belirleriz. sistem içinde belirli buglar olacaktır. bunları özverili bir çalışma ile düzeltebiliriz. nasıl olduğunun bir önemi yoktur, sadece olması bile bilinçle arka plana itiilmiş olarak mümkündür. bizim seçimlerimizin sonucu olarak ortaya çıkan şeyleri düzen olarak adlandırabiliriz.
her şeyin belirli bir kalıpla değerlendirildiği dünyada kendimize ait şeyler bulmak biraz zamana alsa da , bir yerden sonra bireyselleşmektedir. bireyselleştikçe anlamlı olan şeylerin değeri artacaktır. burada olması gereken şey bizim nasıl algıladığımızdır. mantıklı olan da budur zaten. sürekli basamakları tırmanmaya çalışırız. bu basamaklar ilk başta yoktu belki ama sonradan hayatımız basamaklarla yükselen bir yapı haline geldi. bunun olumlu atılımları mümkün müdür? elbette mümkündür. algımızda şekillenen gerçekliği böyle tanımlamak bile bize bir şeyler kazandıracaktır. boşlukları doldurmak. hangi boşlukları ama ? burada şu devreye giriyor, hayatımızda belirli kalıplar var ve bilincin olmadığı zamanalarda kontrolü kendilerine alıyorlar. kitap okumadığımız ya da çalışmadığımız zamanlarda, anlamsız olan bir şeyler izlemek ve ya da dinlemek olarak karşımıza çıkıyorlar. bunlar böyle devam ettikçe sonuca çok da fazla yaklaşıyor değiliz. sadece zamanımızın belirli bir bölümünü bunlara harcıyoruz demektir. zamanı bunlar üzerinden tanımladıkça boşluklar kendilerince dolmaya devam ediyorlar. daha da sıklaşarak, daha fazla anlam kıazanarak devam ediyorlar. belki de olması gereken şey budur, bunu bilmek mümkün değil belki ama kalıpları anlamlı hale getirebiliriz. en azından bunu yapabilecek güç var elimizde.
dünyadaki bir sürü şeyi anlamayabiliriz. düzenleri ve spiralleri kavrayamayabiliriz. bunun mantıklı bir tarafı da olmayabilir. kendi düzlemimizde ise bazı düzenler mevcuttur. bunu anlayabilmek için adım atmak gerekmektedir. adımları sıklaştırdıkça daha makul bir yere çekilmektedir. bunu daha net görürüz böyle zamanlarda. algıladığımız gerçekliğin boyutu da değişmektedir. bunu net olarak kavrayabilirsek, önümüzde açılan kapıların da olduğunu görürüz. böyle olması belki de en mantıklı olan düzlemlerden biridir. bilincin olmadığı bazı yerler vardır. sadece çalışmanın olduğu ve daha sonra bilincli hale gelen düzlemler evrende bulunmaktadır. herşeyi kendi bakış açımız ile değerlendiririrz. doğrular ve yanlışlar bu şekilde devam etmektedir. bunları bir sonuca bağlayabilirsek, ilk baştaki adımımımız olduğunu daha net görebiliğriz. her düzlemin anlamlı bir varoluşu vardır. bunları görebildikten sonra elimizdekini anlamlandırmakta o ölçeklerde mantıklı olmaktadır. her yerde bir düzen vardır. bu düzenlerin her zaman mantıklı kalıplar içinde değerlendirilmese bile orada durmaktadırlar. bunu net olarak görebilirsek uyanışımıza sebep olan başlangıçları da öylece tanımlayabiliriz. net olarak kavradığımız ve bilincin ortaya çıktığı durumları da yaşayabiliriz böylece.
her düzlemin bir sebebi ve sonucu vardır. bunu ilk başlarda göremezsek bile daha sonradan mantıklı bir kalıp içinde değerlendirebiliriz. olması gerekeni daha net görebiliriz bu açıdan. mantıklı olan çıkarımları da bu sayede yakalayabiliriz. mantıklı olan da budur aslında. mücadele etmek, basamakları tırmanmak, boşlukları doldurmak, bu ölçeklerde değerlendirilir. bunu kavradıkça daha mantıklı bir yere ulaşmaktadır sebepler sonuçlar. olması gerekeni de net olarak bu şekilde kavrayabiliriz.

Hiç yorum yok:
Yorum Gönder