su hepimiz için yaşamın kaynağıdır. yıkanmakta buna paralel bir yerde, bize huzur verir. belirli düzenlerle çevrili olan dünyamızdaki gerçeklerden sadece birisidir. düşündükçe daha derine inip, ihtiyaçlarımızı şekillendirdiğimizde, temel şeyler haricinde diğerlerinin zevk olsun diye yapıldığını algılarız. şekeri normal olarak meyvelerden almak yerine, ekmeğe nutella sürmeye benziyor.
zamanın içinde başlangıçlar ve sonlar barınmaktadır. her yaşayan ölecektir. alternatif senaryolar içinde hepimiz hayatın farklı alanlarında yaşarız. gerçekliği bu alanlara göre tanımlarız. öleceğimiz gerçeğini ise tanımlamak bizim için en zor işlerden bir tanesidir. nasıl yaklaştığımız ve nasıl isimlendirdiğimiz önemlidir.
mutluluk gibi bir algıyı insan kendi içinde bulmalı. mutluluk beraberinde huzuru da getirecektir. yaklaşımlarımızı pozitif bir yere taşıyıp bize bir düzen kazandıracaktır. bu olduğu sürece hayatımıza olumlu bir yönde devam edebiliriz. hissettiğimiz huzuru burada bulabiliriz. bize olumlu sonu.lar verecektir. mantıklı olan da bu zaten. beklediğimiz ya da hissettiğimiz gerçekliğe bir adım daha yaklaşabilmek meselesi.
"an" içinde sürekli tekrar eden duygusal algılara kapılırız. bazıları çok dengesiz olurken, bazıları çok sistemli olabilmektedir. her durumun içinde bilinç olmasa da bir çok durum için bilinç gereklidir. bu durum da zaten mücadelenin anlamını tanımlıyor. mücadele olmadan beklediğimiz huzuru ya da bütünlüğü tanımlamamız gerçekleşecektir.
olması gerekeni doğru bir şekilde algılayabilirsek, mantıklı kararlar verip, sistemli bir şekilde hareket edebiliriz. sistemli olmak demek her zaman mutluluk tanımı içinde geçerli olmuyor. sadece olması gerekeni o şekilde tanımlıyor. buradan da bir anlam çıkarabiliriz aslında. bazı şeyler bilincsiz şekilde gelişir ve sadece olur. bunu da kabullenmek lazım.sistemin arkasındaki düzeni anlayabilmemiz gerçekten zor. çok fazla değişkenle devam ettiği için bize kazandırdığı algı ise "zaman" oluyor.
düşlerimizde gördüğüm gerçeklikler bazen bu hayatın içine de taşınır. belirle semboller ile bu hayatın içinde de bağ kurarlar. bunları kavrayamadan nasıl algıladığımızın pek de bir önemi yoktur. rüyalar çoğu zaman sıradan gerçeklikler halini almaktadır. rüyaların hepsinin gerçek olduğu bir dünyada yaşamak hiçte hoş olmazdı sanırım. dengeler sürekli değişiyor. bir yerde kapılar açılırken, bir yerde hepsi kapanıyor.
tüm kapılar kapansa bile, çalıştıktan sonra ya da mücadeleye devam ettikten sonra alternatifler açılacaktır. bu dünya üzerinde çok fazla anlamadığımız şey var. bu anlamadıklarımız da bize bir temel kazandırıyor. bilgiye nasıl ulaşmamız gerektiği konusunda bizi cesaretlendiriyor. bakıuş açımızı bu şekilde yönlendirmek en mantıklı olanlardan bir tanesidir.
içsel disiplinler ile alakalıdır bir çok gerçeklik. bunlar olduğu sürece yolumuza devam edebiliriz. yolda yürürken elbette yorulacağız, elbette gücümüz tükenecek ama gerçeklik çok uzakta olmayacak bizim için. her zaman olduğu gibi "çaba" göstermek gerekir ki, huzuru yakalayabilelim.


Hiç yorum yok:
Yorum Gönder