1 Aralık 2011 Perşembe

keskin geçişler

sanat algımız farklı şekillerde gelişir. bazıları müziğe, bazıları filmlere, bazıları resime ilgi duyarak kendilerini bir yerden bir yere taşırlar. bağımsız düşüncelerin şekillendiği bir dünyadır burası. hesap vermeden üretimin olduğu ve yeni kapıların açıldığı bir dünyadır. bir çok değişken ile yürüse de aslında kendi dinamiğini kendi için sağlayabilmektedir. huzur arayışında olanlar için devam eden bir yol gibidir. olması gerektiği gibi belirli bir mücadele ile devam etmekte ve kişisel sınırları zorlama ile bir üst basamağa çıkmaktadır.

herşeyde olduğu gibi huzur arayışı burada da devam etmektedir. bazı incelikler ile kendimizi tamamen özgür bırakabiliriz. nasıl olduğunun çok önemi yoktur belki ama kendi içinde sınırsızlığı ve zamansızlığı tanımlamaktadır. kafamızda şekillenen düşüncelerin çıkış için kullandığı yolardan birisidr sanat. temeli aslında kişisel ilgili ile yol gösterilmeden şekillenir. sistematik sanat daha ileri yaşlarda kişinin seçimi ile alakalı olarak bir üst basamakta devam etmektedir.

özgürlüğü tanımlayan bir çok şey içinde en mantıklı olanlardan birisidir. çağımızda onca şeye rağmen sıkılan insanların olduğu bir gerçeklikte, kendimizi rahat hissettirmek adına verdiğimiz mücadeledir bir anlamda. yazılı sanat alanlarında eser vermekte cidden zorlaşmaktadır. kendinden bir şeyleri dışavurmak çok da alışılagelmiş olmasa gerek. beklentilerimiz ile bir boyut üste taşınmakla beraber hep aynı döngüyü de canlandırmış olabilir.

içimizde devam eden bir mücadele varken, bu iyiliği ve kötülüğü tanımlarken karşımıza çıkan gerçeklikler de bağımsızdır. sanat gerçekten iyiyi ve kötülüğü tanımlar mı? burada aklıma gelen grup dissection. karanlık bir tarikata üye grup elemanları ve müziklerinin ayin olarak kullanılması ritüelini geliştirmişler. karanlık bir protal açtıklarına inanarak dinleyen insanlar da varmış bu grubu. heavy metal içinde değerlendirirsek, kötülük daha fazla ortaya çıkmaktadır. kötü olmak değil belki ama kötülüğü tanımlamak için ortaya çıkarılmış bir sürü eserden oluşmaktadır. melankolik zamanlar içinde belki bir çıkış yolu oluştursa da gerçek iyilikten bir nebze uzaklaşılmaktadır. bir çoğu için eğlence olarak tanımlanan şeyler 90 ların başında o insanların gerçekliğini oluşturuyordu.

cannibal corpse un bir çok eyalette yasaklanması da bu ironiyi tanımlamaktadır. yasaklandıktan sonra daha popüler bir hale gelmiştir. dinleyenlerin sayısı bir anda bir kaç katına çıkmıştır. sanat konusuna dönersek; bir sürü örnek ile tanımlansa da, tarzlar içinde farklı açılımlar sağlamıştır. modern sanatın müzik içinde yansıması da sludge tarzı içinde tanımlanabilir. mastodon ve isis gibi birbirinden bağımsız ama benzer ögelerin içinde yer aldığı gruplar 2000 lerden sonrası için büyük bir adım gibi nitelendirilebilir. mastodon yoluna devam ederken, isis artık nokta koymanın zamanının geldiğine inanmıştır. kariyerlerini tamamlayıp 2009 yılında bitirmişlerdir projelerini. şükür ki mastodon hala müzik yapmaya devam etmektedir. gerçi isis de yeterince materyal bırakmıştır dinleme ölçeğinde.




bir çok konuyu farklı algılasakta aslında sanat içinde vardığımız noktalar aynı olabilmektedir. sadece yolları ve yöntemleri birbirinden farklıdır. gelenek olarak hala devam eden bir çizgide ilerlemektedirler. müzikten, filmlere oradan kitaplara keskin olmayanlar geçişler yaşanmaktadır. hayatımızın daha az sıkıcı olması için 2000 lerden sonra aktif olarak kullanılan yöntemler kendi içinde kendi sistemlerini kurmaktadır. daha az sıkıldığımız zamanlarda üretime devam etmek için içimizde o gücü bulmamız dileğiyle...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder