3 Temmuz 2012 Salı

Anime ve Hayatın İçindekiler

Bleach ilk zamanlarda takip ettiğim bir animeydi. İlk bölümlerini hemen izledim. 30 bölüm vardı sanırım. Ondan sonra her hafta bekleyip izledim. Bir süre sonra koptu olay. Hayatın içinde yaşanan çalkantılar, İstanbul zamanının bitişi vs. ile izleyemez olmuştum. 66. bölümde kalmıştım. Şimdi oradan devam ediyorum. Yine keyifli ama o zamanlarda aldığım hazzın yarısını bile alamıyorum. Olaylar değişmiş, kurgu farklı bir yere kaymış ve daha izlemediğim, neredeyse 300 bölüm var. Bunlar birleşince tuhaf bir görüntü çıkıyor ortaya.

Kaldığım yerden devam etmek gayet keyifli ama kafamın rahatlığı tam olarak sağlanmadığından, olaylar içinde kaybolmak cidden zor. Bunu net olarak görebilmek lazım. Görebilenler için, huzurlu zamanlar kendi aralığı içinde. Tam olarak yakalamasam da, bazen yakalamış gibi yapabiliyorum. Tuhaf olan da bazen bu oluyor.




Bir şeyleri yazarak ifade etmekten artık ciddi bir haz duyuyorum. Önceden günce biçiminde yazmazdım kafamdakileri. Bir kaç gündür bu anlamda bir şeyler karalayınca, keyfi daha da arttı açıkcası. Cümlelerin yerini tam olarak kafamda kuramıyorum. Kurabildiklerim ise keyif veriyor açıkcası. Bu haftalarda defalarca devam eden rahatsızlıklar yüzünden, kendimi tam olarak hiç bir şeye veremiyorum. Elimden geldiğince bir şeyler yapmaya çalışsam da, o verimin tamamını alamıyorum. Kafamdakileri bir şekilde kağıda dökmek anlamlı cidden ama imkanlar konusunda insan sıkıntı çekebiliyor.

Bir sürü e-book birikti. Bunların çoğu ilgilendiğim konularla alakalı. Eski türk tarihinden, sümere, hititlere, dinler tarihinden, sanata kadar bir sürü türkçe döküman var şu anda elimde. Bunun yanında onlardan daha fazla ingilizce kaynak var. Bunları okuyabilmek için kinddle olsa çok güzel olacaktı. O imkan olmadığı için tablet almaya karar vermiştim. Bir taraftan daha rahat yazı yazmak için bir laptop alma fikrim vardı. Şuna karar verdim; tablet almıcam. Rahat çalışabilmek için laptop alıp, oradan okumalarımı ya da çalışmalarımı yapabilirim diye düşünüyorum. Bunu tam olarak ifade etmek zor. Elbette kinddle olsa daha rahat olucam ama kinddle'ın olmadığı yerde ucuz bir laptop da iş görür vaziyette. Kampanya varmış ElectroWorld'de 750 liraya delin ortalama bir modelini satıyorlar. Ben çok uygun buldum fiyatını.




Çalışılacak çok fazla kaynak biriktirdim elimde. Maddi güçte fazla olmayınca, bu alana yönelmek gayet mantıklı oluyor. En azından bulabildiklerimi bulayım. Bulamadıklarımı da bir şekilde satın alarak hallederim düşüncesi hakim. İmkanları onua göre şekillendirmem gerektiğini biliyorum. Elde olana öncelik vermem gerektiğini de biliyorum. Bu açıdan kafamı rahatlatmak en güzeli oluyor. Çalışma konusunda bir sıkıntım yok. Bir şekilde kafamı bu işlere verebiliyorum.

Mühendislik ve Mitoloji arasında kalıyorum bazen. Mesleki olarak mühendislik benim yapmam gereken şey ama kalbim mitolojide. İnsanlar mitolojinin mantıksız olduğunu söyleyebilir. Maddi anlamda öyle ama bir yerde olay daha farklı sonuçlanıyor. Klapte bitiyorsa bazı şeyler, gerisi çok da önemli değil açıkcası. Elimden geldiğiniy aptığım sürece, nereye varması gerektiği konusunda çok fazla kafa yormama gerek kalmıyor. Önemli olan nasıl hissettiğim. Nasıl algıladığım gibi aslında.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder