13 Temmuz 2012 Cuma

Sıradan Bir Gün ve Gecenin Rahatlığı

Sonunda siparişleri verebildim. Kitaplar 9 gün sonra elimde olacakmış. Ahmet Taşağıl hocanın Göktürkler 1-2-3 gecikmeli olarak katılacak aralarına, diğerleri en fazla 3 gün içinde temin edilebilecek kitaplar arasında. Bunların olması büyük şans açıkcası. İnanılmaz bir dünya internet. İstediğiniz her şeyi bulabiliyorsunuz. George R.R. Martin amcanın kılıçların fırtınası 1-2 de elimde olacak. Oyun Teorisi, Pigme, Pir Usun Eleştirisi ve Böyle Buyurdu Zerdüşt de elimde olmuş olacak bir aksilik çıkmazsa. Bunların bir düzene girmiş olması cidden harika. Bugün kendimi daha iyi hissettim sırf bu sebepler yüzünden. Kendi kafamın içinde daha rahat bir yolculuğa çıkma fırsatım oldu. Bu da her anlamda keyifliydi. Hayatıma bir parça düzen gelmesi beni keyiflendiriyor. Düşünsel sıkıntılardan uzaklaşmak için bir şeyler yapmak gerekiyordu ve kitaplar en güzel çözümü veriyor. Kendi kendime söylediğim bir sürü şey var. Bu şeylerin çoğu işe yaramayan şeyler. Kafamdaki yansımaları daha net göstermiyor bana. Uzaklaştırıyor bir anlamda

Sorunun ne olduğunu tam olarak bilemiyorum. Neden olduğuna dair de elimde hiç bir bilgi yok açıkcası. Çocukken söylenen şeylerin gerçekliğini yitirmesi geliyor aklıma. Manasız şeyler üst üste gelince neler yapmam gerektiğini tam olarak bilemiyorum. Biliyormuş gibi yapabiliyorum bazen ama bu duruma hakim olduğum anlamına gelmiyor. Düşüncelerden bir şekilde uzaklaşmak lazım. Nasıl şekilleneceğine bakmak lazım. Nasıl bir düzene gireceğine bakmak lazım. Düzen önemli diyip duruyoruz ama gerçekten öyle mi? Kafamızda canlanan şey tam olarak ne? Nereden yanıt buluyoruz bunlara? Tam olarak bir yansıması yok aslında. Olması gerekene yaklaşmaktan başka elimizde bir şey kalmayabiliyor.

Tam olarak nerede durduğumu hatırlamıyorum. Elimde çok az şey varken, yeni bir şeyler aramak gibi huylar geliştirmiştim. Bazen yapamayacaklarım, yapabileceklerimden daha azmış gibi gelse de bunun yanılsama olduğu ortada. Bakıp bakıp gene aynı döngünün içine hapsoluyorum. Buradan bir çıkış yolu olmalı. Şu an için kitaplarla çözüm bulsam da, nihai olarak bir çözüm bulduğumuz söylenemez.Çözümleri uzaklarda aramakta yersiz olacaktır. Yerli yerinde olan tek şey kitaplar gibi. Hayatımız boyunca çalışmak için, dinlenmek için, gerekirse uyumak için seçtiğimi bir yöntemi içinde barındırıyor. Bununla birlikte olmadığını net olarak göstermek için elimizden gelenin bir kısmını ortaya koymak gerekiyor. David Gilmour dinliyorum şimdi. Sonunda çıkardığı albümlere ulaşabildim. Pink Floyd'dan çok da farklı bir sound yk, belki biraz daha öznel. Daha fazlasını şu an için hissedemiyorum. Yaklaşımları inanılmaz farklı değil, gerçi o devirde inanılmaz farklı olan ne var ki? Bu da enteresan bir yaklaşım tabi. Şu anda black metal ve post-metal karşımı bir grup indiriyorum. Drudkh gibi mi bilemiyorum ama ona biraz yaklaşsa vay arkadaş diyeceğim.

Sludge ve Post-metal işleri fazlasıyla seviyorum. Onlarda bana ait olan çok şey var. Bunu zamanla göreceğiz belki ama imkanlar dahilinde, bu projeler içinde olmak bana keyif verecek. Bir şekilde üretmenin hazzını da burada yaşıyor insan. İçinden geldiği gibi bakabiliyor ve ona göre yaklaşabiliyor olaylara. Elindeki imkanlar ölçüsünde nereden nasıl yaklaşması gerektiğine dair kafasında bir sürü soru varken, özellikle bunu yapması insanı keyiflendiriyor. Bazı zamanlardaki anlamsızlık müzik içinde kaybolmaya mahkum gibi. Mahkum olmakta zorunda. Ötesinde olan çok bir şey yok aslında. Post-metal içindeki alakasız duygular, insanı kendine hayran bırakıyor. Bir bakıyorsun bambaşka bir dünya, bir bakıyorsun bambaşka bir dünya açılmış. Bunu gördükçe insan keyifleniyor. Keyiflenecek çok az şeyin olduğu düşünülürse hele, buradaki anlam başka yerlerde yokmuş gibi ortaya çıkıyor. Bakış açısı çok önemli aslında. Nasıl değerlendirdiğimizden tut da , nasıl yaklaştığımıza kadar. Müziğin içindeki binlerce detay bizi sona ulaştırmıyor. Hiç bir zaman son olmadı. Sonun olmadığı bir dünya ve huzur iç içe barınıyor. Burada bunu anlamak cidden çok önemli. Yaklaşımlar ve varoluşlar bizi biz yapıyor aslında. Önemli olan geride kalan şeylerin tamamı. Nasıl olduğu ve nasıl yaklaştığımız.

Müzik başından beri olmam gereken kişiyi bana oldurdu bir anlamda. Kafamda kurduğum adam oldum ama bu kadar sıkıntılı olacağını hiç düşünmemiştim. Elimde olan imkanların bu ölçekte evrilmesi, beni gerçekten düşündürüyor. Pişman değilim bunun için ama elimde de çok fazla seçenek yok açıkcası. Seçeneksizlik belki de bana bu durumları daha net öğretiyor. Elimde olan imkanları adam gibi kullanmamı sağlıyor. Buradaki bakış açısı da çok önemli aslında. Varolduğunuz şeyi size yeniden tanımlıyor. Bunların hepsi inanılmaz önemli detaylar arasında. Drudkh nasıl bir gruptur öyle. Adamların post-rock'a black metal içinden göz kırpmaları bile şahane. Asıl şahane olan ise sanırım ellerindeki imkanların şekillenişi. Bu imkanlar dahilinde olan şeyler çok daha mantıklı. Çok daha rasyonel. Bunu gördükten sonra imkanların nasıl şekillenmesi gerektiğini de anlıyoruz bir şekilde. Kafamızda bir sürü soru işareti var. Bu soruların da bir anlamı var elbette ama bu direk olarak bizim hayatımızın ortasına oturan bir gerçeklik değil. Bu gerçekliğin olması ise cidden tuhaf.




Düşünceler içinde kaybolmak cidden çok tuhaf. Bakış açılarımız sabitleştikçe karşımızdakini de görmek cidden zor olabiliyor. Ev konusunda ne yapmam gerektiğini bilmiyorum ama bir an önce ayrı bir eve çıkmam gerektiğini biliyorum. Bu anlamda çok önemli. Detaylar konusunda ve bunların birleştiği yerde olan mevzular açısından çok önemli. İmkanların şekillenmesi ve bu imkanların içinde olan şeyler, yaklaşımlarımızın tamamını etkiliyor. Bu yaklaşımlar ise çok uzakta değil aslında. Çok çok daha yakınımızda. Bu yakınlık duygusu bazen insanı uzaklaştırsa da, aslında görmesi gereken şeyleri daha net görmesini sağlıyor. Bu anlamda çok önemli yaklaşımları da kendi içinde barındırıyor. Önemli olan nasıl davrandığımızla ilgili sanırım. Nasıl davrandığımızı bulursak, sorun olan şeyleri de ortadan kaldırmak daha kolay olacaktır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder