17 Temmuz 2012 Salı

Gece İçindeki Bekleyişe Kılıf

İçimdeki salak duygu dalgalanmalarına göre, bir sonuca ulaşmaya çalışıyorum ama başarılı olamıyorum. Her şey dünde kaldığı gibi. Artık daha fazla canım sıkılır oldu. Bir çözüm lazım ama tam olarak ne? Bunu ben de bilmiyorum. Bildiğim şeylerden uzaklaştığım için dengem altüst oluyor. Buna ve kafamın içindeki her şeye bir cevabım olsa da, bir ilacım yok. Mantıksız bir düzlemde ilerlemekten başka çare yokmuş gibi. Her zaman çare vardır denilebilir ama bazen yoktur. Bazen seçeneksizlik size tamamen hakimdir. Baskın düşünceyi de koyduktan sonra değişen ruh halime geri mi dönsem? Yoo dostum, bu sefer farklı bir yol izleyeceğim. Saçmalamak elimdeyse onu sonuna kadar kullanmak benim hakkımdır. Hak - hukuk ayrımında üstün taraf olma çabası.

Bakış açılarımdaki hastalıklı tarafı tölare edecek bir yer bulamadım şimdiye kadar. Her zaman için sıkıntı ve sıkıntıyı azaltacak belirli durumlar içinde kaybolmaktan başka. Bunlar bile yormaya başladıysa, sen düşün artık... Kafamın tası atmadığı sürece sakin bir gece geçirilebilir, onun dışında öhöm iyiyim! Daha ne olacaktı ya? Salaklık yapmanın zamanı değil artık, belki beklemenin zamanı çünkü gelmeyenler ya da gelmeyecekler, beklentisiz bir hayat sunmaktan çekinmiyorlar. Dinlediklerimiz bazen bizi yansıtmasa bile, orada olan oradadır mottosundan uzak kalamıyorum. Cidden canım sıkılıyor. Başka türlü bu kadar direk olamazdım. İçimde bir anda sinir zıplıyor ve aşağıya düşüyor. İbre sürekli bir ayar içinde, yükselmeye meyilli. Peki bu durumda ben ne yapıyorum? Sakin kalıyorum. Evet aynen bunu yapıyorum.

Gecenin bu saatlerinde söyleyecek çok fazla şey kalmıyor. Yitik bir günün sabahına doğru yaklaşıyor zaman. Salak salak vakit geçse de yapacak daha iyi şeyler yok. Bunu net olarak görebilmenin de verdiği rahatsızlık var. Hepsi toplanıp bir bulanıklık oluşturuyor. Elimde olan şeyler bununla sınırlı ve yapılacak şeyler de sınırlı olunca, sadece durup izlemek kalıyor. Ne de olsa diğer seçenekler daha aşağıda yer alıyorlar. Bunlar mı önemli? Elbette değil... Zamanı daha iyi öldüremezdim sanırım.

Seçeneklerin daha fazla olduğu bir uzay geometrisi dersinde olsaydık, o zaman eskiden ansiklopedilerden yazdığım teknik bilgiler beni anlamlı hale getirir miydi? Amacıma ulaştıracak gücü bana verir miydi? Bunların hepsi muğlak kalacak sorular. İlkokul öğretmenimin öldüğünü düşününce, o günler bir aşama sonrasına doğru evrildi. Üzerinde durmaya gerek var belki ama şu anda, olmam gereken son yerdeyim. Bu bakış açısı sadece rahatsız etmekle kalmıyor, aynı zamanda beni fazlasıyla geriyor. Hep manasızlık içinde olmak ve bu manasızlığı, daha da anlamsız noktalar ile şekillendirmek şahane.

Bahanelerim olsa da, artık tükenmeye başladılar. Birbirinden kopuk ve manasız şeylere doğru ilerlerken, anlamlı olan düzlemler azalıyor. Bu azalan ivme ile bana doğru uçan bir tekme ya da yumruk, bugünlerde çok olası. Sinirime hakim olamazsam başıma gelecek şeyler bu kombinasyonlardan farklı olmayacak. Gece gece radiohead dinliyorum, ne işim varsa. Saçma saçma işler. Aç işte Drudkh keyfine bak, sana göre değil bu müzikler. Radiohead filan cidden alakasız işler abi. Seven gene sevsin de, sen kendi yoluna bak. Sludge atmosferlerinden buralara ne kadar istersen iste, keskin geçişler yapılamıyor. Madem sludge diyorsun, o zaman hep orada kalmalısın.




Minsk dinlemek ve sludge atmosferlerine hızlıca dönüş. Plan yapmam gerekiyor. Zaman yaklaşırken kendimi hazır hissedebilmeliyim. Ötesinde olan bir dünyaya ulaşmak için bir plana her zaman ihtiyacın olur. Bu plan ise aynı düzlemlerde size hayatı yeniden yaşama fırsatı verir. Okulda çalışmam gereken şeyler belli oldu artık. Bu düzlemlerde biraz çalışma yapmam, veri toplamam gerekiyor. Diğer türlü anlamsız işlerin içine girmiş olacağım.

Her çabadan sonra mutlak bir dinleniş var. Mutlak bir çözülüm ya da adı her neyse? Bunlar uzak kalınan duygu durumları ve geçişler olduğu için, manasız bir yerden bakılıyor sadece. Kafamdaki kötü düşünceler bazen ön planda da seslenebiliyor bana. Onlardan uzak kalmam mümkün mü? Kendi kimliği ve düşünsel yaklaşımını içeride barındıran seslerden nasıl uzak kalabilirsin? Bunu başarman imkansız. Sadece olması gerekeni bileceksin ve ona göre mücadele edeceksin. Zamansız olan mevzularda anlam bütünlüğü aramak, bazen olayların hangi düzlemde ilerlediğini görmezden gelme ile sonuçlanabilir. Hepimizin bir amacı ve dilekleri var. Bu dileklerden bazıları, iyi çocuklar olduğumuz zaman gerçekleşiyor. Lan hakkaten böyle olsaydı, küçükken çok sakin çocuktum. Tüm isteklerimin gerçekleşmesi lazımdı ama yok öyle bir dünya. Masumiyet müzede mi saklanıyor? O zaman hayatımızdaki çabanın anlamı ne? Gene sorular, elde kalan tek şey sorular. Cevaplar olmadan dünya daha yaşanılabilir bir yer. Sadece bir bakış ve o bakış ile değişen tüm açılardan gördüğümüz yanılsama...Kendimiz...Biz...Ben...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder