24 Temmuz 2012 Salı

Kvelertak - Kvelertak

Bugün Kvelertak üzerine bir şeyler yazmak istiyorum. 2010 yılında kendi isimlerini kullanarak çıkardıkları albüm resmen estirdi. 2 senedir devasa gruplar ile turluyorlar bu manyak adamlar. Tür olarak death metalden, sludge'a, black metal'e, core ögelere kadar karmaşık bir müzik icra ediyorlar. Ayarlaması zor ama lezzeti korudukları için insana safi gazı verecek bir albüm yapmış adamlar. Cidden deli tipler. Bir konserlerinde grup elemanları barın dışına çıkıp, sokakta çalmaya başlıyorlar. Grup Norveçli ve sözler norveçce. Bu gruptan sonra dünyada norveçce öğrenmek isteyen insanlar bile türedi. Müzik böyle bir şey işte. Yeri geldiğinde kendi kültürünü de satıyorsun. Parçalara tek tek girmeyeceğim ama albümün neredeyse tamamı hitlerden oluşuyor. İlk 5 parça ise direk safi gazı veriyor. Ulvetid, Mjöd, Fossegrim, Blodtorst ve Offernatt açılıştaki en gaz şarkılar. Mjöd'e gayet gaz bir klip çektiler.




Grubun parlaması ve dikkatleri üzerilerine çekmeleri, biraz da albüm kapakları sayesinde oldu. John Baizley tarafından albüm kapakları tasarlandı. Baroness'in vocalistinden bahsediyorum. Bu adamın kapak çalışmaları efsane olma yolunda ilerliyor. Kvelertak'ta bunlardan nasibini alanlar arasına girdi. Çok keyifli baykuşlu bir kapak tasarımı ile John Baizley hünerini gösterdi. Bunun sayesinde bile gruba dikkatini yönelten bir çok kişi oldu. Artık şu yerleşmeye başladı. John Baizley bir gruba albüm kapağı tasarlıyorsa, o grup boş değildir. Kvelertak buradan da yürümüş oldu. Enteresan bir şekilde adamlar ingilizce kullanmıyorlar. Norveçce söylüyorlar ve bu kulakları tırmalamıyor. Bu dengeyi yakalamak biraz zor ama burada vocalistin başarı da devreye giriyor. Grupta 3 gitar var. Diğer gruplara göre biraz farklı bir yaklaşım sergiliyorlar. Bu adamlar keyifli tipler ve formülü tam olrak tutturmuşlar. Albümdeki tarz olayının dozajını çok güzel ayarlamışlar. Bu dozaj ile bir sürü albüm yapılabilir. Yeni albüm kayıtlarına 2012 de başlayacaklarını söylemişler. Aynı tarzda bir albüm daha çıkarsalar bile, o albüm de tutacaktır.




Şarkılar eğlenceyi ve gaz atmosferi çok net veriyor. Burada grubun yakaladığı tını da önemli. Sözler kendi dillerinde ama tınısı ingilizce gibi. Burada vocalistin de başarısı ortaya çıkıyor. Tip olarak sallamaz ve aşırı dövmeli tipler olarak karşımıza çıkıyorlar. Boyuna kadar dövme mi olur? Parmaklar bile dövme ile mi kaplanır? Bu soruların hepsinin cevabı "Evet" olarak cevaplanabilir. Adamlar bu işi yaparken cidden eğleniyorlar.




Grupla daha önce karşılaşmamış olanların bir kez denemesi gerekiyor. Back vocal ve vocal uyumları da çok başarı bu adamların. Saldırı vocallerini çok keyifli yapmışlar. Bir anda gazdan öldürebiliyorlar. Tür hakkında bir bilgisi olmayan birisi için, ne dinliyorsun sorusuna bu günlerde Kvelertak diye cevap verilebilir. Sentezledikleri tür ile bir çok kişinin beğenisini kazanacaklardır. Zaman ayıran insanların hepsinin hoşnut kalacağını düşünüyorum. Aylık mazot ihtiyacınız varsa, bu grup tam size göre. Kvelertak sanırım kafa kola almanın norveçcesi. Bunu kendilerine isim yapmışlar. Ne kadar eğlendiklerini sanrım buradan da anlıyoruz. Grup 2010 yılındaki en sıkı işlerden birini ortaya koymuş. Bu ölçekte devam ederlerse, efsaneler arasına kendi isimlerini kazıyabilirler.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder