Shuffle'ın konuğu olalım istedim bu sabah saatlerinde. Uyku tutmaması bir yandan, diğer yandan yorgunluk. Tuhaf bir zamanda yakaladı beni shuffle. Winamp'taki en güzel özellik sanırım.
1. Mono - Where am i
Kafası karışık bir musiki ile yolumuza başlıyoruz. Sabah saatleri ve sludge/post-rock klasöründen grupları seçmem ile macera başladı. Bu saate uygun bir grup Mono. Dinlenebilirliği yüksek ve özellikle Japon oluşları ile kendilerine çeken bişr tarafı var. Sade müzik her zaman insanı keyiflendirmiştir. En azından benim için önemlidir. Burada söylenebilecek çok fazla şey yok. Sadece zamanı nasıl geçirdiğimiz var ve sabah saatlerinde zaman hiç de keyifli geçmiyor. Bunalti çöktü resmen üstüme. Where am i cidden alakasız şarkıymış. Sakin ama bu kadar alakasız olabilir mi? Kesinlikle olabilir abi. Bunu yakından görmeniz lazım tabi. Bir sistematik içinde de yazılmıyor. Track By Track dedik, gayette şekil bir giriş oldu ama neden başarısız yaklaşımlar var içinde? Bende anlamadım ama müzik enteresan bir şekilde derinleşti. Katmanlı bir yapıdaymış demek ki. Zamanla o katmanlı yapısını dışarı vurdu, derisini döktü. Uyuz olmuş hayvanlar gibi mi? Hayır elbette öyle değil ama belki uyuz olmuş bir köpek gibi. Neden olmasın?
2. Balmorhea - To The Order Of Night
Seçenekler arasında belki de en iyilerinden. Tınılaması bile sabahın bu saatine uygun. Eskiden yaşanmış şeyler akla getiriyor. Yarıda kalan şeyleri ve devam etmeyecek olanları. Duydum evlenmiş. Tuhaf değil aslında. Beklediğimden çok da farklı değil. Olması gerektiği gibi ve olması gereken gibi. Sanki hayatın benim bilmediğim kuralları varmış gibi. Boşluğa söylediğim şeyler geride iz bırakmıyor gibi geliyor yoksa şüphen mi var? Manasızlık sabah sabah da beni avladı. Uzanacağım ciğerlerim oldu ama kışt diyeceğim yerlerim oldu mu?
3. Godspeed You! Black Emperor - East Hastings
Gayda melodisi ve konuşmalar ile başlayan bir şarkı. Yavaş yavaş açıyor kendisini ve içinde ne olduğunu tam olarak bilemiyorum. Daha önce bu şekilde dinlememiştim. Müziği bu şekilde dinleyişim, bende farklı bir algı yarattı. Göremediğim detayları katmanlı olarak bana sunuyor. Eski zamana takılarak yapıyor bunu. Eski zamandan kareler ile kendine yol açıyor ve orada uzun süre kalmak istiyor gibi. Beklentisiz olmak isterdim bende ama bunu başaramam. Ne de olsa elimde ve kulağımda müzik için açtığım bir yara var. Bu yaranın kapanmayışı ile desteklenmiş bir ağ gibi daha da derinlere çekiliyor. Şarkı minimal düzlüklerde ilerliyor. Tınısını yavaş yavaş veriyor. Atmosferi arkasına aldı bile ama daha tam olarak ilerleyebilmiş değil. İçinde izlemesi gereken yollara dair izler var. Bizim ülkemizdeki insan manzaraları kullanılırken, arka fonda çalınan bazı şeyleri anımsattı bir şekilde. Eski ile bağlantılı yeni ile daha iç içe, sıkı sıkıya. Manasızlıkta burada başlıyor işte. Düşüncedeki kırılma burada da var. İnce müzikal zevk bu adamların katmanlı bir yapı ortaya koymalarını sağlamış. Çok enteresan ama derinleşiyor ve zamana yayılarak ilerliyor. Kendi içindeki spiralleri daha iyi tanımlayabilen olamazdı sanırım. O spiraller bize yaşam kaynağı oluyordu. İşte 7.00'da giren melodi, tamamiyle baş tacıdır. Öykündüğümüz her şey kendi içindedir. Ne eksiği ne fazlası barınmaktadır içinde. Sadece oradadır. Minimalliğin dibindedir. Parça çok fazla kesitten oluşmuş. Normal bir şarkı dinlemekten daha zorlayıcı oluyor bu kompozisyonlar. Bir anda akarsu gibi ilerlerken, yağan dolu olması, sonra kar olması, sonra yağmura dönüşmesi bir fikir verse de, içindeki o bütünlük parçalanmışlıkla daha mı değerli oluyor? Kesinlikle daha değerli oluyor. Bu adamların minimallliğinin arkasına geçmek için ciddi çaba gerekiyor. Buna da kesinlikle değiyor.
4. A Silver Mt. Zion - Movie
Deneysel işleri sevsem de, arka arkaya sıralanınca biraz ayırt etmekte güçlük çekiliyor. Bu şükür ki o kadar deneysel değilmiş. Sabahın bu saatinde hepsi minimal aslında ama elden gelir bir şey yok. Dinleyip dinleyip analiz edicez. Başka çare de yok gibi gözüküyor. Minimallik ve baslar kısmı ilginç olmuş burada, vocaller kötü denebilir ama deneysel işlerde kötü olmuyor bu sadece enteresan oluyor. Dengesiz olmuş bu şarkıda buna kanaat getirdim sonunda. İmkanları ona göre şekillendirmek için yapılan yaklaşımları da beraberinde görmek tuhaftı cidden. Vocalleri sevmedim, olmamış. İndie vocaller gibi olunca çok da başarılı durmuyor. Tam olarak adamın ne yapmaya çalıştığını da anlamış değilim tabi.
5. Minsk - The Time Ek Statis
Karşımızda bir sludge grubu var. Tabiki şarkılar normalden çok daha uzun ama şarkı bütünselliği açısından daha dolu bir ortam sağlıyor ister istemez. Elimizdekine objektif bir bakış getirmemizi ve hazmetmekte kullanılması gereken yöntemlerin hepsini, şekil a'da gösteriyor. Sludge 5 senedir dinlediğim belki de en güzel tarz. O sakinliği ve naifliği bir arada bulundurması...Post-metalle karışması çok bir şahane olay oluyor. İçinden geldiğince dolu dolu şarkı yapılarını ortaya koyabiliyor o zaman. Bu şarkı çok sakin olmuş. Girişten gelişme bölümüne geçerken solo sludge kısımlarile atmosfer vermiş. Sakinlik ve dur kalklar mevcut parçanın içinde. Önemli olan da bunların olması. Parça kendi arasında bölümlerden oluşuyor. Şimdi daha hareketli kısma geçerken, biraz daha hızlandı. Girişteki atmosferi koruması zaman alacaktı belki ama bu yeni yaklaşımı ile de net olarak kendini ifade edebiliyor. Şu yapısı ile sludge'ın ortasına oturan bir iş yapmışlar. Tüm sludge gruplarında olmasa bile iyi olanlarında prodüksiyon anlamında da iyi işler ortaya koyuluyor. Bu da onların devamı niteliğinde. Vocaller dallı budaklı olmuş ve parçalanması güzel durmuş şarkı açısından. Davulların girdiği kısımda ister istemez bir hareket sağlanınca, bunu daha net görebilmek için şarkının ilerlemesini beklemek daha doğru bir harekettir.Şarkı o kadar fazla parçadan oluşmuş ki, düzeni sağlayamadan dağılıuyor ve binlerce parçaya bölünüyor gibi. Bu açıdan dur kalklı yapılar bize gelecek sunmaktadır. En azından varyasyonu fazlalaştırarak, kafamızı rahatlatıyor. Çok fazla şey söylenebilir ama şarkının bir üst boyutu yok. Isis'le kıyas edilecek bir grup değil. Fena değil ama isis değil. İşte orada tüm işlerin rengi değişiyor. Post-metalli modern işlerde çok çok fazla seçenek ve varyasyon var. Bunu en yakınından görmek ve haberi oradan almak gerek. Bu detaylar çok çok önemli. Birleştikleri yerde yeni bir yapı oluşuyor ve bu yeni yapı sludge'ın içindeki varyasyonlu yollarda kendini daha net buluyor. Zaman ve üstüne düştüğü şeyler ile olması gerekene doğru yapılan yolculuğun manasızlığı çok iç açıcı olmasa da, elinden gelenin fazlasını sunuyor. Bu doağl haliyle karşısında bulduğu gerçek, tanımak içinse daha çok zaman ayırmak lazım.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder